SON DAKİKA

Bugün Atatürk'ün "Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz" sözünün yıldönümü...

Bugün Atatürk'ün
A- A+

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Efendiler! Yarın Cumhuriyet'i İlan Edeceğiz" deyişinin üzerinden tam 101 yıl geçti. 28 Ekim 1923 günü Atatürk, arkadaşlarını ağırladığı bir akşam yemeğinde, o tarihi sözü söyledi; "Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz". Türkiye'nin bağımsızlık savaşı artık yeni bir rejim ve hükûmet ile tüm dünya karşısında tescillenmeliydi. O gece Atatürk ve İsmet Paşa tarafından hazırlanan tasarı, Cumhuriyet'in ilk resmî temelini attı. İşte o günün hikayesi…

24 Temmuz 1923 yılında Lozan Antlaşması ile Türkiye, 'bağımsız devlet' unvanını kazanmıştı. Ancak henüz rejimin belirlenememesi ve bir cumhurbaşkanı seçilememesi sorun işgal ediyordu; dış devletler tarafından yeni bağımsız devletin tanımının açıkça yapılması isteniyordu.

Tüm bu dışarıdan gelen baskı ve 27 Ekim 1923’te İcra Vekilleri Heyeti'nin istifası ve Meclis'in güvenini kazanacak bir kabine listesinin oluşturulamaması, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını o tarihte bir araya getirdi; 28 Ekim 1923...

Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü'nde; İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa ve Kemalettin Sami Bey'i ağırladı. O gece yaşananlar anbean Nutuk kitabında şöyle anlatılıyor;

Bu toplantıda başvekil Fethi Okyar'ın istifası karara bağlandı. O akşam Latife Hanım da misafirleri ağırlamak üzere çalışıyordu. Yemekler hazırlanıyordu. Mustafa Kemal arkadaşlarına, yemekten sonra anayasanın bazı maddeleri üzerinde çalışacağını bildirmiş, yeni başkan adayı olduğu söylenen İsmet Paşa'yı da bu çalışmaya davet etmişti.

Sofrada seçim heyecanı vardı, herkes birbirine bakıyor bir şeyler anlatıyordu. Mustafa Kemal tam o anda hafifçe tabağına vurdu: 'Beyler!' dedi. O da heyecanlıydı, kaşları çatılmış, ama gözlerinde güleç bir ifade ile arkadaşlarına bakıyordu.

"Efendiler, yarın Cumhuriyet'i ilân edeceğiz!"

Yemek salonu bir an sessizleşti. 'Efendiler, yarın Cumhuriyet'i ilân edeceğiz!' Gazi Mustafa Kemal herkesin yüzüne bakarak durumu kontrol ediyordu. Sofradakiler hem o anın heyecanı hem de Gazi'nin kararlığı neticesinde kalakalmıştı. Daha sonra büyük bir sevinç yaşandı. Mustafa Kemal uygun bir süre bekledikten sonra açıklamasına devam etti: 'Türkiye Devleti'nin hükümet şekli Cumhuriyet'tir. Bunu Anayasa'mıza yarınki Meclis toplantısında koyduracağız. Hazırlıklarımızı bir kez daha gözden geçirmemiz lazım.' İsmet Paşa ve Mustafa Kemal sabah ezanına kadar çalışmalarını sürdürdü. İsmet Paşa da Çankaya Köşkü'nde istirahat etti.

İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami Bey'in de yer aldığı gecenin ayrıntılarını Nutuk'tan okuyalım.

"Gece olmuştu... Çankaya'ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemalettin Sami ve Halit Paşa'lara rastladım. Ali Fuat Paşa, Ankara'dan hareket ederken bunların Ankara'ya geldiklerini o günkü gazetede 'Bir Uğurlama ve Bir Karşılama' başlığı altında okumuştum. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim.

İsmet Paşa ile Kazım Paşa'ya ve Fethi Bey'e de Çankaya'ya benimle birlikte gelmelerini söyledim. Çankaya'ya gittiğim zaman, orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey'lerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum.

Yemek sırasında: 'Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz' dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim. Yaptığım programın ve verdiğim talimatın uygulanışını göreceksiniz.

Mustafa Kemal Paşa o gece İsmet Paşa ile 1921 Anayasası'nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı. Tasarı ertesi gün saat 10.00'da meclise sunuldu. Hükümetin yeniden kurulması ve devamlılığı, herkes için büyük bir endişe kaynağıydı. Heyet, tam olarak bir karara varamayınca çözüm için Mustafa Kemal Atatürk'e başvuruldu. O sırada Çankaya'daki evinde bulunan Mustafa Kemal Paşa, heyetin daveti üzerinde Parti Meclisinin toplantısına katıldı.

Paşa, kürsüde yaptığı konuşmada 1921 anayasasını yani Teşkilât-ı Esasiye Kanunu'nun bazı noktalarına açıklık getirmek gerektiğini ve bu şekilde uyumlu bir hükümet kurulabileceğine dair bir konuşma yaptı. Meclise tekrar sunulan yasa tasarısı bir kez daha heyet içinde tartışmaları ateşledi.

İsmet Paşa, tartışmalar arasında heyete şöyle bir konuşma yaptı;

Parti Başkanı'nın teklifini kabule ihtiyaç kesindir. Bütün dünya, bizim bir hükûmet şekli görüştüğümüzü biliyor. Bu görüşlerimizi bir sonuca bağlayıp açıklamamak, güçsüzlüğü ve karışıklığı sürdürmekten başka bir şey değildir. Bir tecrübemden söz edeyim. Avrupa diplomatları bu konuda beni uyardılar. 'Devletin başkanı yoktur' dediler. 'Şimdiki idare şeklinize göre başkan, Meclis Başkanı'dır. Demek ki siz, bir başka başkan bekliyorsunuz.' Avrupa'nın düşüncesi işte budur.

Oysa, biz böyle düşünmüyoruz. Millet, hâkimiyetini ve mukadderatını fülî olarak eline almıştır. O halde bunu hukukî olarak dile getirmekten neden çekiniyoruz? Cumhurbaşkanı olmadan Başbakan seçilmesini teklif etmek kanunsuz olur. Bunda şüpheye yer yoktur. Başbakanın seçilebilmesi için, Gazi Paşa Hazretleri'nin teklifinin kanunlaşması gerekir. Genelleşmiş olan bir zaafın sürdürülmesinin anlamı yoktur. Partinin bütün millete karşı yüklendiği sorumluluğun gereklerine uygun olarak hareket etmek zarurîdir.

Heyetteki Abdullah Azmi Efendi'nin, "Meselenin önemi meydandadır. Görüşme devam etsin" diye yükselen itirazına rağmen teklif, "Yaşasın Cumhuriyet!" seslerinin yükselmesiyle kabul edildi. Ardından yapılan Cumhurbaşkanlığı oylaması ile 158 milletvekilinin tamamı Cumhurbaşkanı olarak Mustafa Kemal Atatürk'ü seçti.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Manşet haberler
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •