Türkiye'de son yıllarda yakalanan uluslararası suç örgütlerinin yöneticilerinin sayısında artış dikkat çekiyor. Peki neden?
DW Türkçe'den Alican Uludağ'ın haberine göre son dönemde Türkiye'nin uluslararası suç örgütlerinin merkezi olarak seçildiği iddiaları gündemde sıkça yer alıyor.
İçişleri Bakanlığı'nda yapılan değişiklikler ve gerçekleştirilen operasyonlar, bu iddiaları destekleyen örneklerle dolu.
Özellikle İstanbul'da yapılan operasyonlar sonucunda birçok uluslararası suç örgütü lideri, yöneticisi ve üyesi yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın açıkladığı son operasyon, 15 Aralık'ta İstanbul'da gerçekleşti. Bu operasyonda, Interpol tarafından aranan İngiltere vatandaşı Muhammed Zakir Miah ve Çin vatandaşı Chen Xuefeng yakalandı.
Dikkat çeken bir başka nokta ise Türk vatandaşlığı verilen bazı suç örgütü mensupları. Örneğin, Avustralya merkezli Comanchero uyuşturucu ticareti örgütünün liderlerinden Maximilian Rivkin'in Türk vatandaşı olduğu ortaya çıktı.
Uzmanlara göre, Türkiye'nin uluslararası suç örgütlerinin tercih etmesindeki ana nedenler arasında kara para aklama koşullarının uygunluğu, kolay vatandaşlık edinilebilmesi ve vize uygulamasının olmaması bulunuyor.
Yabancılar için Türk vatandaşlığını elde etmenin oldukça kolay olduğu belirtiliyor.
Özellikle sermaye yatırımı, taşınmaz satın alma, istihdam sağlama gibi şartları yerine getiren yabancılara Türk vatandaşlığı veriliyor.
Ancak bu durum, aralarında Interpol tarafından aranan suç örgütü liderlerinin de bulunduğu kişilerin Türkiye'de rahatça faaliyet göstermesine olanak tanıyor.
Uzmanlara göre, Türkiye'nin bu şekilde tercih edilmesinin diğer nedenleri arasında kara para aklama koşullarının uygunluğu, varlık barışı gibi düzenlemeler ve kripto varlık piyasasındaki regülasyon boşluğu bulunuyor.
Ancak, Türkiye'nin bu durumuyla ilgili uluslararası kuruluşlar tarafından yapılan eleştiriler ve gri listede bulunması, ülkenin kara para ile mücadele konusunda daha etkili adımlar atması gerekliliğini ortaya koyuyor.