Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda dünyaya seslendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada, "Artık herkesin kabul ettiği gibi, Karabağ, Azerbaycan toprağıdır. Bunun dışında bir statünün dayatılması asla kabul edilmeyecektir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;
Sayın Başkan, kıymetli devlet ve hükümet başkanları sayın Genel Sekreter sizleri şahsım, ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Genel kurulun tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Karşımızdaki fotoğraf küresel ölçekte giderek daha fazla, daha karmaşık, daha tehlikeli sınamalarla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Kendi ülkemin kuzeyinde, güneyinde, doğusunda, batısında pek çok kriz, sosyal gerilim yaşanıyor. Sürekli büyüyen bu sınamalarla baş etmek her geçen gün daha da zorlaşıyor. Avrupa'nın doğu sınırlarında yaşanan savaş ekonomiden güvenliğe, her alanda ciddi sorunlar ortaya çıkardı.
Teröre göz yumanlar var. Suriye ile Kuzey Afrika'da terörizm dünyaya zarar veriyor. Küresel güçlerin ihtiraslarını kullanarak büyüyen terör örgütlerinin faaliyet alanları adeta bir salgın gibi geniş coğrafyalara yaygınlaşıyor. Yabancı karşıtlığı ırkçılık ve İslam düşmanlığının yeni bir krize dönüşme emareleri son bir yıldır endişe verici boyutlara ulaştı.
İklim değişikliği ve buna bağlı doğal afetler günlük hayatımızın bir gerçeği haline gelmiştir. Türkiye 6 Şubat 2023 sabahı sayın genel sekreterin ifadesiyle yüzyılın en büyük doğal afetlerinden biriyle karşı karşıya kaldı. Bu kara günde ülkemize gösterilen dostluk bizler için önemli bir teselli kaynağıdır. Depremin yaralarını sarmak şehirlerimizi bir an önce ayağa kaldırmak için çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz.
Birkaç gün önce de Libya fırtına ve selin yol açtığı ağır yıkımlara maruz kaldı. Felaketin ardından Türkiye olarak, Libya'ya yardım için hemen harekete geçtik. Sivil toplum kuruluşlarımızla kendi imkanlarıyla bölgedeki çalışmalara katılıyor. Dünyanın neresinde mağdur varsa yanında yer alan bir ülke olarak Libyalı kardeşlerimizi de yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. Ülkemiz gibi şiddetli bir depremle sarsılan Faslı kardeşlerimize de geçmiş olsun dileklerimi buradan iletiyorum.
Küresel adaletsizlikleri ortadan kaldıran, ekonomik eşitsizliklerin üzerine giden barış, güvenlik, istikrara ve refah üreten etkili, kapsayıcı velhasıl tüm insanlığın hayrına bir sistemin çağrımız giderek yankı buluyor. Güvenlik konseyi 5 ülkenin sınırları siyasi stratejilerinin çarpışma alanı haline gelmiştir. Kıbrıs'ta yaşanan son hadiseleri kurumsal yapının bir tezahürü olarak değerlendiriyoruz.
RUSYA - UKRAYNA SAVAŞI
Sayın Guterres'in barış için yeni gündem oluşturulması çağrısına önem veriyoruz. Rusya - Ukrayna savaşının başından beri savaşın kazanını barışın kaybedeni olmaz teziyle hem Rus hem Ukraynalı dostlarımızı masada tutmaya gayret ediyoruz. BM ile birlikte başlattığımız Karadeniz girişimiyle dünya piyasalarına 33 milyon tahıl ürünü sevk edilmesini sağlayarak küresel açlık krizi tehlikesinin önüne geçtik. Girişim 3 kez uzatıldı. Ancak girişimin 17 Temmuz itibarıyla çıkmaza girmesi dünyayı yeni bir krizle yüz yüze bıraktı. 1 milyon tahılın Afrika ülkelerine sevkini öngören planı önemsiyoruz. Dünya barışına ve refahına mümkün olan katkıları sunmaktır.
Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğine en büyük tehdit, bu ülke üzerinde hesabı olan güçlerin güdümündeki terör örgütlerine verilen açık destektir. Suriye'nin kuzeyinde zor şartlarda hayat mücadelesi veren 4 milyonu aşkın insanı elbette kaderine terk etmeyeceğiz. Sırf kendi siyasi, ekonomik çıkarları için terör örgütleriyle çalışmaya devam eden ülkelerin, terörden ve bağlantılı sorunlardan şikayet etme hakkı yoktur. Coğrafyasıyla ve demografisiyle, dünyadaki tüm kökenleri, inançları, kültürleri temsil yeteneğine sahip bir küresel yönetim mimarisi inşa etmeliyiz.
Bir diğer komşumuz Irak'ta karşı karşıya olduğu iç ve dış sınamaları açmak için samimi bir çaba içindedir. Bölge ülkeleri olarak hayata geçireceğimiz kalkınma yolu projesiyle bölgesel entegrasyonu daha da güçlendireceğiz. DEAŞ ile fiilen en büyük mücadeleyi vermiş bu örgüte en büyük kayıpları yaşatmış bir ülke lideri olarak açık konuşmak istiyorum Suriye ve Irak başta olmak üzere orta doğu, Kuzey Afrika'da DEAŞ ve benzeri örnekleri paravan olarak kullananların riyakarlıklarından bıktık. Asıl tehdit vekalet savaşlarının aracı olarak beslenen, palazlandırılan terör örgütleridir. Böyle bir dünyada ister çatışma bölgesinin hemen yanında yer alsın ister çok uzakta yaşasın hiç kimse güvende değildir. İşte bunun için diyoruz ki BM'nin öncülüğünde dünyanın güvenliğini sağlamakla görevli kurumları hızla yeniden yapılandırmalyıız. tüm kalbimizle bir kez daha diyoruz ki Dünya 5'ten büyüktür daha adil bir dünya mümkündür.
DOĞU AKDENİZ VE KKTC'Yİ TANIYIN ÇAĞRISI
Bizim kimsenin hakkında gözümüz yoktur, kimsenin de haklarımızı yok saymasına müsaade etmiyoruz, etmeyeceğiz. Kıbrıs meselesinin ortaya çıkmasının 60.yıl dönümündeyiz. Kıbrıs Türk tarafı Kıbrıs meselesinde adil bir çözüm bulunması için daima samimi gayret göstermiştir. Uluslararası toplumu bunu kabullenerek KKTC'nin bağımsızlığını tanımaya, bu ülke ile ekonomik bağlar kurmaya davet ediyoruz. Köklü tarihi ve gönül bağlarına sahip bulunduğumuz Yemen'deki durum bizi derinden yaralamaktadır. Mısır ile bir müddet durağan seyreden ilişkilerimizi geliştiren döneme girdik. Filistin halkının ve devletinin uluslararası hukuk temelinde meşru haklarına kavuşması yolunda verdikleri mücadelede desteklemeyi sürdüreceğiz. 1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin devleti hayata geçirilmeden, İsrail'in de aradığı huzuru ve güveni bulabilmesi zordur. Kudüs'ün tarihi konumuna saygı gösterilmesinin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Balkanlarla kökleri tarihe dayanan güçlü bağlarımız var. Avrupa'nın bu kritik bölgesinde istikrarın sağlanması anlaşmazlıkların diyalog yoluyla çözülmesi için yoğun çaba gösteriyoruz. Ada’daki BM Barış Gücü’nden tarafsızlığa riayet bekliyoruz. İtibarı zedelenen bu gücün, Kıbrıs’ta yeni itibar kaybıyla karşı karşıya kalmasını istemeyiz.
AVRUPA BİRLİĞİ'NE MESAJ
AB'den beklentimiz, ülkemize yönelik yükümlülüklerini süratle yerine getirmesidir, Türkiye'ye yönelik sergilenen ikircikli tavırların son bulması gerekiyor.
"KARABAĞ AZERBAYCAN TOPRAĞIDIR"
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşme sürecini başından beri destekledik. Ancak Ermenistan'ın bu tarihi fırsatı değerlendiremediğini görüyoruz. Ermenistan’ın başta Zengezur Koridoru’nun açılması olmak üzere, verdiği sözleri yerine getirmesini bekliyoruz. Artık herkesin kabul ettiği gibi, Karabağ, Azerbaycan toprağıdır. Bunun dışında bir statünün dayatılması asla kabul edilmeyecektir. Tek millet, iki devlet şiarıyla hareket ettiğimiz Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü korunma yönünde attığı adımları destekliyoruz.
Gündemimizdeki bir önemi küresel sınama enerji güvenliği konusudur. Türkiye, son 20 yıldır enerji alanında gerçekleştirdiği yatırımlar sayesinde kendi enerji güvenliğini sağlama yönünde önemli mesafeler kat etti. Doğu Akdeniz, Karadeniz'den Balkanlara kadar geniş bir coğrafyada enerji alanında iş birliği ruhunu öne çıkarmak için mücadele ediyoruz. Birleşmiş Milletler Sürdürebilir Kalkınma hedeflerinin en önemli başlıkları arasında yer alan 2030'da sıfır açlık sloganından maalesef giderek uzaklaşıyoruz. Dünyanın bu kadar geliştiği refahın bu kadar artığı bir çağda açlıkla boğuşmasının hiçbir izahı olamaz. Uzaya turistik yolculuk için yüzbinlerce dolar harcanırken Afrika'da insanlar bir lokma yiyecek ekmek bulamıyorsa hiçbirimiz kendimizi güvende hissedemeyiz. Tüm ülkeleri güçlü irade sergilemeye davet ediyoruz. Kalkınma yardımları konusunda dünyanın en cömert ülkeleri arasında yer alan Türkiye'nin bu çağrıyı yapma hakkı olduğuna inanıyoruz.
Emine Erdoğan öncülüğünde ülkemizde başlattığımız sıfır atık hareketini küresel boyuta taşıdık. Sıfır atık hedeflerimizin iklim değişikliğiyle mücadeleye önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz. Buradan tüm ülkeleri ve sivil toplum kuruluşlarını sıfır atık hareketine destek vermeye davet ediyorum.
KUTSAL KİTAPLARA SALDIRI
Bilhassa gelişmiş ülkelerde bir virüs gibi yayılan ırkçılık, yabancı karşıtlığı, İslam düşmanlığı, artık tahammül edilemeyecek seviyelere ulaşmıştır. Kutuplaşma ve ayrımcılık dünyanın dört bir köşesinde sızlanmadık vicdan bırakmıyor. Avrupa'da Kur'an'a karşı saldırılara, ifade özgürlüğü maskesi altında izin vererek eylemleri teşvik eden zihniyet, kendi eliyle geleceğini karartmaktadır. Kutsallara saldırıyı kabullenmeyen dostlarımızı da mücadelemize omuz vermeye davet ediyorum.
Herkes için barış, refah, güvenlik yönünde tüm insanlığa yarar adımlar atmayı sürdüreceğiz. Ayrıca sorumluluğunu hissettiğimiz Ermenistan, Azerbaycan arasındaki son olumsuz gelişmeyi de kesinlikle kınıyorum ve bölgedeki gelişmelerin süratle sona ermesini de temenni ediyorum.
