SON DAKİKA

Levent Gültekin: "İki haftadır sokakta arkama bakarak yürüyorum, acaba başıma bir iş getirirler mi diye..."

Levent Gültekin:
A- A+

Gazeteci Levent Gültekin, seçimler öncesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaşadığı diyalogları anlatmış ve Kılıçdaroğlu'na 'aday olmaması yönünde' yaptığı çağrıya, "Ülke bitti hiçbirimizin kurtarma şansı yok" şeklinde yanıt aldığını aktarmıştı. Levent Gültekin T24'ten Cansu Çamlıbel'e konuştu. Gültekin, "İki haftadır sokakta arkama bakarak yürüyorum, acaba başıma bir iş getirirler mi diye. Hani bu oyunu deşifre ettiğim için bu tedirginlikle yaşıyorum..." dedi.

İşte o röportaj;

Aslında gazetecilerin kendi meslektaşlarıyla yaptıkları söyleşilerden hoşlanmıyorum. Ancak bu haftaki konuğum uzun yıllardır kamuoyu tarafından “gazeteci” olarak kodlanmış bir isim. Oysa kendisi bu sıfatı uzun yıllar önce bir kenara bıraktığını ve yoluna sadece “yazar ve yorumcu” olarak devam ettiğini savunuyor. Dahası, 2023 seçimleri sonrasında gündeme getirdiği iddialar Türkiye siyasetinin bugün en çok konuşulan ismi haline gelen Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı mahrem bir görüşmenin içeriğini de kapsıyor. Maruz kaldığı ağır eleştirilere ve yalancılık suçlamalarına rağmen de iddiasından vazgeçmiyor. Geçen sene yaptıkları görüşmede Kılıçdaroğlu’nun kendisine “Cumhurbaşkanlığı adaylığımı ben bile engelleyemem” şeklinde bir ifade kullandığı konusunda ısrarlı.

Kılıçdaroğlu’nun özel görüşmelerinde muhataplarına ortaklarından ve partisinden dahi habersiz ne tür sözler verebildiğini anlamak açısından geçen hafta Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın yaptığı açıklamalar ortadayken Levent Gültekin’in iddialarının bir tur daha irdelenmesinin faydalı olacağına kanaat getirdim.

Levent Gültekin, Tayyip Erdoğan’ın gizli bir el tarafından iktidara getirildiğini ve 20 seneyi aşkındır da o el tarafından iktidarda tutulduğuna inanıyor. Buna ilişkin hayli gelişkin bir senaryosu da var. Bu senaryoyu da zaten geçen sene yayımlanan "Yaklaşan Kasırga" kitabında detaylarıyla yazmış. 2023 seçimlerinden çıkan sonucun o senaryodaki akışa uygun olduğunu savunuyor. Daha da ileri gidiyor ve Erdoğan’ı iktidarda tutan gizli elin Kılıçdaroğlu’nu da Meral Akşener’i de Devlet Bahçeli’yi de yönlendirdiğinden emin. Eskinin derin devletine benzer bir yapıdan bahsediyor ancak tam ismini de koyamıyor.

Bir siyasi yorumcu elbette kendi senaryolarını ve teorilerini anlatabilir. Hayatımızda onlardan çok var. Ancak Levent Gültekin’i farklı kılan bugün muhalefette olan siyasi aktörlerin pek çoğuyla yakın bir diyaloğa sahip olması. Kritik noktalarda onlara akıl verdiğini ve dolayısıyla da aslında bazı aşamalarda politikalara yön verebilmiş olduğunu da düşünüyor. Bu açıdan Kemal Kılıçdaroğlu ile ilişkisi özelinde okuyacaklarınıza sizin de benim gibi hayret edeceğinizi tahmin ediyorum. Elbette burada konuştuklarımız muhatapları çıkıp üzerine söz söyleyene dek iddia olmaya devam edecektir, daha da önemlisi hepsi hikayelerin Levent Gültekin versiyonu olarak kayda geçecektir.

Levent Gültekin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Haziran 2017'de başlattığı Adalet Yürüyüşü'nde

Levent Gültekin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Haziran 2017'de başlattığı Adalet Yürüyüşü'nde

"15 yaşımda İslamcı olunca babamla şiddetli çatışma yaşadık"

- Şimdi bakıyorum, birtakım yorumlar var Levent Gültekin'in kim olduğuyla ilgili. Yine oradan başlayalım. Aslında geçmişte defalarca anlattın ama bir kez daha anlat. İslamcılıktan neden vazgeçtin?

Evet ne zaman tartışmalı bir konu olsa ya geçmişteki düşüncelerim üzerinden bir değerlendirme yapılıyor ya da cumhurbaşkanlığı adaylığım üzerinden. Söylediklerime, yaptıklarıma itiraz edemeyenler sürekli bu iki konuyu tartışmaya açıyorlar.

Bu konuda 3 kitap yazmış, verdiğim onlarca röportajda zihinsel dönüşümümün bütün hikayesini anlatmış olmama rağmen 20 yıl önceki düşüncelerim sürekli bir tartışma konusu yapıyorlar. Mecburen bir kez daha anlatayım.

Türkiye’de hepimiz farklı gerekçelerle farklı bir mahallede bulduk kendimizi. Benim payıma düşen de muhafazakâr mahalleydi. Muhafazakâr mahallede büyüdüm. İslamcı camia içerisinde  o insanlarla beraber teşrik-i mesaide bulunmuş bir insanım. 15 yaşında ortaokul yıllarında başladım. Okuldaki bir din öğretmenimin, Anadolu'nun bir kasabasındaki gencecik çocuklara gösterdiği ilgi, şefkat, saygı sanırım beni fazla etkiledi ve ben de onun gibi olmaya karar verdim. Zaten hiçbirimiz oturup solculuğu, Atatürkçülüğü, milliyetçiliği ya da İslamcılığı “araştırayım en iyisi hangisiyse ona karar vereyim” diye seçmiyoruz. Her birimiz farklı gerekçelerle bir ideolojik kampa dahil oluyoruz. Bunun en güzel hikayesi Ahmet Kaya'nın hikayesidir. Biliyorsun Ahmet Kaya'ya soruyorlar: Niye solcu oldun? Ahmet Kaya şöyle cevap veriyor:

“Diyarbakır'dan İstanbul’a geldim, bir oto tamircisinde çalışmaya başladım. Oradakiler bana genellikle hep ‘Koş lan şuradan sigara al getir, koş lan şöyle yap, koş bunu yap’ şeklinde davranıyorlar. Bir gün Tamirhaneye 3 üniversiteli genç geldi ve bana ‘siz’ diye hitap ettiler. Hayatımda ilk defa biri bana ‘siz’ diye hitap etti. Gördüğüm saygı karşısında adeta büyülenmiş gibi hissettim ve gençler gittikten sonra ‘Bunlar kim?’ diye sordum. ‘Solcu gençler’ dediler. Ve ben o gün solcu olmaya karar verdim. Çünkü o gençler gibi olmak istiyordum.” Benimkisi de benzer bir hikâye. Ailem de öyle dindar bir aile değildi. Babam bazen Ecevitçi, bir başka dönem Demirelci devlet memuru bir adamdı. Annem ise bir ev kadını. Babam Kürt, annem Türk. Ben dindarlığa geçince babam endişe duymuş, şiddetli çatışmalar yaşamıştık.

Yazının devamı için TIKLAYIN…

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Manşet haberler
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •