Kamuoyunda “Sarallar” olarak bilinen suç örgütüne ilişkin 21’i tutuklu 168 sanığın yer aldığı davada, “suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek” ile “nitelikli yağma” suçlarından 15 yıldan 27 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Alaaddin İlyas Saral, tutuklandı.
Alaaddin İlyas Saral, dün Belçika’nın başkenti Brüksel’den İstanbul Havalimanı'nda ülkeye giriş yaparken yakalanmıştı. T24'ten Tolga Şardan köşesinde “Sarallar Grubu'nun lideri neden döndü?” başlıklı yazısıyla Alaaddin İlyas Saral'ın yakalanmasının perde arkasını anlatıyor…
“Sarallar Grubu'nun lideri neden döndü?”
Sarallar'ın liderinin mahkemede nasıl bir tavır içinde olacağı merak konusu. Kendisine 'kaç' diyenlerin kimler olduğunu söylemesi halinde işlerin rengi değişebilir
İstanbul Havalimanı'na Pazar akşam saatlerinde inen Almanya'dan gelen THY uçağı yine "önemli bir paketi" getirdi, Türkiye'ye.
Körüğe yanaşan uçağın kabininden inen ve iki polisin kolları arasında çıkış tünelinden ülkeye giriş yapan isim, son yıllarda ülkeyi kasıp kavuran Sarallar Suç Örgütü'nün firari lideri İlyas Saral ya da bilinen adıyla Alaaddin Saral'dı.
Büyüteç'in devamlı takipçileri geçmişte bu konuda yazdıklarımı hatırlayacaktır. Hele ki, geçen yıl haziranda Sarallar Grubu'na yönelik İstanbul'da yapılan operasyonun perde arkasını Büyüteç'te aktarmıştım.
Operasyonun yapıldığı günlerde en çok konuşulan konu, örgütün lideri Alaaddin Saral'ın yurt dışına kaçmasıydı.
Devamında ise, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile operasyonu yapan İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş arasında yaşananlar gündeme damgasını vurdu.
Hemşehrileri olması nedeniyle Sarallar Grubu'na yakın olduğu iddia edilen Soylu, İstanbul Emniyeti'ni ziyaret edip, Aktaş'a kendisine operasyonla ilgili neden bilgi verilmediğini sorduğunda, Aktaş'tan "size her söylediğimizde sızıntı oldu" yanıtını aldı.
İkilinin arası da zaten bundan sonra pek düzelmedi. Sarallar Suç Örgütü'nün lideri İlyas (Alaaddin) Saral operasyondan sonra kayıplara karıştı, ta ki pazar akşamına kadar.
Kırmızı bülteni çıktı
Peki şimdi ne oldu da Saral kendiliğinden Türkiye'ye döndü? Bir pazarlık mı yapıldı?
Önce şunu söyleyeyim; Saral Grubu'na yönelik yargılama dün İstanbul'da başladı. Saral'ın yargılamanın başlamasından bir gece önce ülkeye dönüş yapması hayra alamet değil.
Muhtemel ki, kaçak olduğu dönem ve öncesinde yaşananları aktaracak mahkemede.
Ayrıca Saral ile ilgili şöyle bir süreç yürütüldü.
Yapılan çalışmalarda Saral'ın Almanya'da olduğu tespit edildi. Adresine kadar yapılan tespitler resmi kanaldan Almanya'ya iletildi. Doğrudan talep yöntemi kullanılarak Saral'ın ülkeye getirilmesine çalışıldı. Fakat olumlu sonuç alınamadı.
Zaman içinde Türkiye, Adalet Bakanlığı üzerinden uluslararası yakalama kararı çıkartılması amacıyla harekete geçti. Ardından, Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki Türk Interpolü devreye girdi. Saral hakkındaki dosya Fransa'ya gönderildi. Kırmızı bülten çıkarılması talebinde bulunuldu.
Interpol, Türkiye'nin talebine olumlu yanıt verdi. Saral'la ilgili "kırmızı bülten" yayımlandığını 8 Haziran'da yani geçen perşembe Ankara'ya bildirildi. Emniyet Genel Müdürlüğü de gecikmeksizin gelişmeyi İstanbul'daki mahkeme ulaştırdı.
Burada küçük bir bilgi vereyim. Sarallarla yakınlığı olduğu öne sürülen Eski İçişleri Bakanı Soylu'nun, firari örgüt lideri hakkında kırmızı bülten çıkarılması için yoğun çaba gösterdiğini öğrendim. Aslında böylesi çaba olması gereken bir durum. Ancak işin bir tarafında Soylu olunca akıllarda soru işaretleri oluşuyor ister istemez. Madalyonun iki tarafını da değerlendirmek lazım kuşkusuz.
Ayrıca, Saral'ın Türkiye'ye gelmesinde kabine değişikliğini de etkisini göz ardı etmemek lazım.
Sarallar'ın liderinin mahkemede nasıl bir tavır içinde olacağı merak konusu. Kendisine 'kaç' diyenlerin kimler olduğunu söylemesi halinde işlerin rengi değişebilir.
İlk soruşturma Muğla'da başladı
Büyüteç'te cuma günü ikisi Ankara'da, diğeri de deniz kenarında bir kentte yaşanan üç ayrı olayı gündeme getirmiştim.
Hafta sonu boyunca üç olayla ilgili ilk ses Muğla'dan geldi.
Muğla Valiliği'nin kararıyla hakkında gündeme gelen iddialar çerçevesinde Marmaris İlçe Emniyet Müdürü Oktay Kapsız görevden alındı. Tapsız, Muğla Valisi Orhan Tavlı'nın onayı ile Muğla Emniyet Müdürlüğü'nde personel emrine alındı.
Tapsız'ın görevden el çektirilmesi sonucunda Asayiş Şube Müdürü Mehmet Vasfi Öztüzün Marmaris İlçe Emniyet Müdürü olarak atandı. Ayrıca, aynı atamalar çerçevesinde Bodrum İlçe Emniyet Müdürü Mete Durukan, Muğla İl Emniyet Müdür Yardımcısı yapıldı. Datça İlçe Emniyet Müdürü İsmail Toygun Asayiş Şube Müdürü olarak görevlendirildi.
Bodrum İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Oktay Boydak Bodrum İlçe Emniyet Müdürü, KOM Şube Müdür vekili Ahmet Gökhan Madendere ise Datça İlçe Emniyet Müdür vekili oldu.
Muğla'daki gelişme sonrasında gözler Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş ile Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz'a çevrildi. Aktaş ve Yılmaz'ın kendi sorumlu oldukları ve haklarında iddialar olan üst düzey emniyet müdürleriyle ilgili herhangi bir işlem yapıp yapmayacakları merakla bekleniyor.