Yeni Şafak yazarı Ayşe Böhürler, bugünkü yazısında AK Parti’nin kurulduğu koşulları hatırlatıp partisine yenilenme çağrısında bulundu…
AK Parti kurucuları arasında da yer alan Yeni Şafak yazarı Ayşe Böhürler, bugünkü yazısında AKP’nin kurulduğu koşulları hatırlatıp partisine yenilenme çağrısında bulundu. Böhürler “Elini gerçekten taşın altına koyan insanların tecrübe ve birikimlerinin masada olduğu bir Türkiye muhasebesine ihtiyacımız var” dedi.
AK Parti’nin 20. yüzyılın siyaset yapma biçimleriyle mücadeleyle siyasete başladığını, barış dilini kullandığını kimseyi ötekileştirmedi, pozitif mesajlar verdiğini yazan Böhürler, “ ‘Türkiye’ kimliğine Cumhuriyet öncesi ve sonrasıyla birlikte sahip çıktı. Geçmiş ve gelecek arasında bir köprü kuran, yıkmadan inşa eden, devam ettiren, geleneği taşıyan muhafazakârlık siyasetini kendisine mihver kıldı. Türkiye’nin dünya ve İslam dünyası ile kopan bağını yeniden kurdu” diye yazdı.
“Bugün ise değişimin hızı çok yüksek. Ve bizim de kendimizi bu değişimi yakalayacak şekilde yenilememiz gerekiyor” diyen Böhürler şöyle devam etti:
Siyasetin önümüze koyduğu bazıları faaliyet tuzağı sayılabilen işlerin içinde her zaman bir muhasebe yapma imkanı olmuyor. Üstten, seçkinci, her şeyi bildiğini iddia eden, kendilerine dönük en ufak bir eleştiriye bile tahammülü olmayan büyüklerin uyarılarını kastetmiyorum elbette. Elini gerçekten taşın altına koyan insanların tecrübe ve birikimlerinin masada olduğu bir Türkiye muhasebesine ihtiyacımız var. Ak Parti 2002’de iktidara geldiğinde önünde duran sorunlar nelerdi? Bunları nasıl çözdü?
Bu tecrübeye, o günkü ruha odaklanmanın ülkeye katkı sağlayacağı inancındayım. Bu nostalji ya da geçmişe güzelleme yapmak değil kastım. Hem ekonomik hem de toplumsal hem de teknolojik olarak değişeni ve değişemeyeni olduğu gibi değerlendirmeyi kast ediyorum. Başarıları ve başarılamayanı ile gerçekçi analizleri… Elbette çözülemeyen ve hep ayağımıza dolanan yapısal sorunlar da vardı ve bugün de hâlâ peşimizi bırakmıyor. Şimdi ihtiyacımız olan şey yeni sinerji oluşturmak.”