AK Parti'nin kurucu isimlerinden eski TBMM Başkanı ve eski Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Bülent Arınç, sosyal medya platformu Twitter'dan paylaşımlarda bulunarak, isim vermeden, Yargıtay'ın Canan Kaftancıoğlu kararını eleştirdi.
AK Parti'nin kurucu isimlerinden eski TBMM Başkanı ve eski Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Bülent Arınç, sosyal medya platformu Twitter'dan paylaşımlarda bulundu.
Paylaşımlarında dün Canan Kaftancıoğlu hakkında Yargıtay'ın onadığı 4 yıl 11 aylık hapis cezasını ve getirilen siyasi yasak üzerine eleştirel paylaşımlarda bulunan Arınç, şu ifadelere yer verdi:
"Yasama ve yürütmenin yanında üçüncü erk olarak yer alan yargının en temel görevi; hiçbir tesir altında kalmadan, bağımsızlık ve tarafsızlık prensibine yaslanarak, milletimizin vicdan terazisine uygun kararlara imza atarak adaleti hayata geçirmektir.
İfade özgürlüğü; Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve anayasamız tarafından güvence altına alınmıştır. Demokrasinin tekâmülü ve bir toplumun olgunlaşması ancak bu hürriyete gösterdiği saygı ve hoşgörü oranında mümkündür.
Beyan edilen fikirler beyan eden kişinin dışındaki toplumsal kesimlerin, siyasi iradenin hoşuna gitmese dahi ifade özgürlüğünün kısıtlanamayacağı da geçmişteki birçok AİHM, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarıyla içtihat haline gelmiştir.
Bir dönem çeşitli vesayet odaklarının etkisi altındaki yargı tarafından mağdur edilen bizlerin hikayeleri hafızalarda tazeliğini korurken, dünün mağdurlarının mağrur ifadelerle yaşanan hukuksuzluklara gözünü yumması kamu vicdanını yaralamaktadır.
Milletimizin ivedilikle ihtiyaç duyduğu şey; adaletin günlük siyasi çekişmelere konu edilmesinden kurtarılarak yeniden sağlam temellere oturtulmasıdır. Eğer ülkemizde bir beka problemi söz konusu ise problemin kaynağı milletimizin bu ihtiyacında aranmalıdır"
Gezi kararlarını da eleştirmişti
Gezi Ana Davası’nda, mahkeme, iş insanı Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet cezası verirken 7 sanığı da 18 yıla mahkûm etmişti. Türkiye, Gezi Davası'nda alınan kararı konuştuğu esnada AK Parti'nin kurucu isimlerinden eski TBMM Başkanı ve eski Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Bülent Arınç, Twitter hesabından paylaşımlarda bulunmuştu.
Arınç, Gezi Parkı eylemleri ve davanın adını açıkça anmaktan kaçındığı açıklamasında Kuran'daki sureler ve hadisler üzerinden "adalet" mesajı vermiş ve "Toplumun her bir ferdinin en temel ihtiyaçlarından olan adalet, öncelikle adil yargılanma hakkı üzerine inşa edilmelidir. Bu hakkın güvenilirliği, eğer toplum nezdinde erozyona uğrar ise vicdanlarda onulmaz yaralar açılmasına sebep olur" demişti.
Arınç, yine Twitter hesabı üzerinden, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:
" 'Ey iman edenler!
Allah için hakkı ayakta tutun, adalete şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvaya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.'
Bir başka Ayet-i Kerime’de ise şöyle şöyle zikrediliyor:
'Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı, akrabaya karşı cömert olmayı emreder, hayasızlığı, kötülüğü, zorbalığı yasaklar.'
(Nahl/90)
'Adl' sıfatı Rabbimizin isimlerinden birisidir. Bir mümin olarak her işimizde adaletli olmalıyız. Adalet konusu, Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde defalarca müminlere bir talimat olarak verilmiştir. Yani bir bakıma adaletli ve adil olmak naslardan biridir.
Toplumun her bir ferdinin en temel ihtiyaçlarından olan adalet, öncelikle adil yargılanma hakkı üzerine inşa edilmelidir. Bu hakkın güvenilirliği, eğer toplum nezdinde erozyona uğrar ise vicdanlarda onulmaz yaralar açılmasına sebep olur.
Normatif hukuk kuralları da, inancımız da bu konunun önemini net şekilde ortaya koyar.
Ekmek, su ve hava gibi ihtiyacımız olan adalete bir an önce kavuşmamız ümidiyle Kadir Gecenizi en kalbi duygularımla tebrik ediyorum. Rabbim cümlemizi takva sahibi kullarından eylesin"
Ne olmuştu?
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Kaftancıoğlu'nun İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanarak 6 Eylül 2019'da mahkumiyetine karar verilen davanın temyiz incelemesini tamamladı.
Daire, Kaftancıoğlu'na "kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret"ten verilen 1 yıl 6 ay 20 gün ile "Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak"tan verilen 1 yıl 8 ay hapis cezalarını kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu gerekçesiyle onadı. Kaftancıoğlu'na, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan verilen 2 yıl 4 ay hapis cezası ise 1 yıl 9 ay olarak düzeltilerek onandı.
Kaftancıoğlu'na, "PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandası yapmak" suçundan verilen 1 yıl 6 ay hapis ile "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçundan verilen 2 yıl 8 hapis cezaları ise daire tarafından bozuldu.
Kaftancıoğlu'nun, sosyal medya paylaşımı ve bir televizyon kanalındaki konuşmaları nedeniyle "PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandası yapmak" suçundan cezalandırıldığı anımsatılan kararda, bu eylemlerin söz konusu suçun unsurlarını oluşturmadığı ifade edildi.
Kararda, "Terör örgütü propagandası yapma suçunun oluşması için terör örgütü ile ilgili bir öğretinin, düşüncenin veya inancın başkalarına tanıtılması, benimsetilmesi ya da yayılması amacıyla yapılmasının yanında terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, bu yöntemleri övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde yapılması gerekmektedir" denildi.
"Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçu bakımından ise kararda, muhalif kişiliği ile bilinen Kaftancıoğlu'nun sosyal medyadaki paylaşımlarının bütününün incelendiğinde atılı suçun unsurlarının oluşmadığı belirtildi.
Kaftancıoğlu hakkında verilen karar sonrasında CHP İstanbul İl Başkanlığı'na Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla gelen CHP'lileri büyük bir halk kalabalığı karşıladı.
Burada bir konuşma yapan Kemal Kılıçdaroğlu ise şunları söylemişti:
"Yönetenlere yönetene Erdoğan'a sesleniyorum; sen iki yüzlüsün, fırsatçısın, manipülatörsün, bir zorbasın. Zulmün ve küstahlığın artık son buluyor. Erdoğan yaklaşan gök gürültüsünü duyuyor musun? Bu gürültü emeklilerimizin gürültüsüdür. Bu gürültü mahallelerini sığınmacılara sattığın insanların gürültüsü. Bu gürültü elektriğini kestiğin insanların karanlıktaki sesi. Özgürlüğün şarkısını duyuyor musun?
Her bir vatandaşın onuruyla ve özgürce yaşayabileceği bir ülke yaratacağız. En karanlık anın şafağa en yakın anın olduğunu biliyoruz, hep birlikte seslendiriyoruz. Erdoğan biz göğe baktığımızda sana rağmen her şeyin iyiye gideceğini bu zulmün de son bulacağını bir kez daha huzur ve sükunetin bu ülkeye geri geleceğini biliyoruz. Bütün bu acımasızlıkla senin zayıflıklarından doğuyor. Sen zayıfsın biz güçlüyüz.
Cezalandırmaya çalıştığın Canan'ın arkasında bir dolu halk var. Canan cesurdur, Canan yüreklidir.
21 Mayıs'ta Bursa'da miting yapacaktık. Artık mitingin adresi İstanbul'dur. İstanbul'da yapacağız.
Zalimin zulmü karşında asla geri adım atmayacağız. Hiç endişe etmeyin. Adalet bu ülkeye ya gelecek ya gelecek"