Milyonlarca insanı tehdit ediyor: Fast Food kabusu...

Milyonlarca insanı tehdit ediyor: Fast Food kabusu...
A- A+

Bağışıklık sisteminin sağlıklı dokulara ve hücrelere saldırdığı otoimmün (özbağışıklık) hastalıklardan dünya çapında milyonlarca insan muzdarip. Çoğu kalıtsal olan bu hastalıkların tam nedenini arayan bilim insanları ise gözlerini Batı tipi beslenmeye çevirdi. İşte Haberglobal'den Metin Aktaşoğlu tarafından kaleme alınan yazının detayları....

Dünya çapında giderek daha fazla insan, bağışıklık sistemleri sağlıklı hücreler ile istilacı mikroorganizmalar arasındaki farkı artık ayırt edemediği için acı çekiyor. Bir zamanlar insanları hastalıklara karşı koruyan savunmalar, artık dokulara ve organlara saldırıyor.

Bu eğilimle mücadele etmek adına büyük uluslararası araştırmalar yapılıyor. Dünyanın konuya dair en önemli uzmanlarından Dr. James Lee ve Prof. Carola Vinuesa, Londra'da Francis Crick İnstitüsü'nde otoimmün hastalıkların kesin nedenlerini belirlemeye yardımcı olmak adına ayrı araştırma grupları kurdular.

ÖZBAĞIŞIKLIK NEDİR?

Öncelikle kısaca özbağışıklıktan bahsetmek gerek: Özbağışıklık ya da otoimmünite bağışıklık sistemindeki aşırı duyarlılıklara karşı oluşan tepkiye verilen addır. Normalde organizma kendi hücrelerinin antijenik yapısına tepki göstermez. Buna doğal tolerans da denir. Bu tolerans olağanüstü durumlarda aksadığında bağışıklık sistemi kendi antijenlerine saldırır.

MS, lupus, crohn, tip 1 diyabet, romatoid artrit (romatizma) özbağışıklık hastalıklarına örnek olarak gösterilebilir. Bu tür hastalıklarda özetle bağışıklık sistemi vücudun kendi dokularına saldırır.

Dr. Lee, “Batı'da yaklaşık 40 yıl önce otoimmün vakalarının sayısı artmaya başladı. Ancak, daha önce bu tür hastalıkları hiç yaşamamış bazı ülkelerde de bu hastalıkların ortaya çıktığını görüyoruz. Örneğin, inflamatuar bağırsak hastalığı vakalarında son zamanlardaki en büyük artış Orta Doğu ve Doğu Asya'da gözlemlendi. Bu bölgelerde bu hastalıklar önceden çok nadir görülürdü” ifadelerini kullanıyor.

Yalnızca Birleşik Krallık'ta, en az 4 milyon insan bu durumdan muzdarip. Bazı bireylerde birden fazla otoimmün hastalık görülüyor. Uluslararası çapta ise otoimmün hastalıkların yılda yüzde 3 ila yüzde 9 arasında arttığı tahmin edilmekte. Çoğu bilim insanı, çevresel faktörlerin bu yükselişte önemli bir rol oynadığına inanıyor.

Daha önce Cambridge Üniversitesi'nde de çalışan Dr. Lee, “İnsan genetiği son birkaç on yılda değişmedi” diyor ve ekliyor:

“Yani dış dünyada, otoimmün hastalığa yatkınlığımızı artıracak bir şekilde bir şeyler değişiyor olmalı...”

FAST FOOD VURGUSU!

Bu argümanı Prof. Vinuesa da destekliyor. Daha önce Avustralya Ulusal Üniversitesi'nde görev yapan Prof. Vinuesa, gittikçe daha fazla ülkenin Batı tarzı diyetleri benimsediğini ve insanların daha fazla fast food satın aldıkça beslenme düzenlerinin değiştiğine dikkat çekiyor:

“Fast food diyetleri, lif gibi bazı önemli bileşenlerden yoksundur ve kanıtlar, bu değişikliğin bir kişinin mikrobiyomunu (bağırsaklarımızda bulunan ve çeşitli vücut işlevlerini kontrol etmede önemli bir rol oynayan mikro organizmaların koleksiyonunu) etkilediğini göstermektedir. Mikrobiyomlarımızdaki bu değişiklikler, şu ana kadar 100'den fazla türü keşfedilmiş olan otoimmün hastalıkları tetikliyor.”

Prof. Vinuesa elbette bu hastalıklarda kalıtımın payına da dikkat çekiyor ve “Belli bir genetik yatkınlığınız yoksa mutlaka hastalığa yakalanacaksanız diye bir şey yok” diyor ve çalışmalarını kimlerin yatkın olduğunu bulmaya çalışmaya odakladıklarını vurguluyor. Zira yatkınlığı olan bireyler için Batı tipi beslenme çok korkunç sonuçlar doğurabilir.

Batı tipi beslenme daha çok işlenmiş, paketlenmiş, hazır ve/veya fast food ürünler, abur cubur ve kutu içeceklerin tüketildiği bir beslenme tipi. Bu tip beslenme, bol kalorili, bol proteinli, bol yağlı, bol tuzlu, bol şekerli, lifli gıdalar açısından fakir, kızartılmış gıdalar yönünden ise zengin bir beslenme şeklidir.

ORTAK GENETİK KALIPLAR...

Kimlerin bu hastalıklara yatkın olduğunu saptamaya çalışıyorlar. Bilim insanlarının çok sayıda birey arasındaki küçük DNA farklılıklarını saptamasına izin veren teknikler geliştiriliyor. Bu şekilde, bir otoimmün hastalıktan muzdarip olanlar arasında ortak genetik kalıpları belirlemek mümkün olmakta.

Bu çalışmaların hastalıkların çözümüne yönelik de yolculuğa ışık tutacağını ifade eden Dr. Lee gelişimi ise şöyle aktarıyor:

“Çok yakın zamana kadar, bunu yapacak araçlara sahip değildik, ancak şimdi DNA'yı büyük ölçekte sıralamak için bu inanılmaz güce sahibiz ve bu her şeyi değiştirdi. Araştırma yapmaya başladığımda, iltihaplı bağırsak hastalığını tetikleyen yaklaşık yarım düzine DNA varyantı biliyorduk. Şimdi 250'den fazla biliyoruz.”

*Bu haberdeki bilgilerin önemli bir kısmı The Observer'da “Global spread of autoimmune disease blamed on western diet” başlığıyla yayınlanan makaleden derlenmiştir.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Manşet haberler
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •