Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve gazeteci Veli Toprak'ın kaleme aldığı, Muhsin Yazıcıoğlu ve Türkiye’nin yakın tarihi hakkında bir belge niteliği taşıyan “Son Alperen Muhsin Yazıcıoğlu’nun Sır Görüşmeleri” kitabını köşesine taşımış. Pehlivan'ın, "Türkiye’yi sallayacak bir çuval kaset" başlıklı yazısı şöyle;“Bana öyle görüntüler teslim edildi ki Türkiye’de yer yerinden oynar.”
Söyleyen kişi, şüpheli bir kazada hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu idi.
Peki, neydi o görüntüler? Anlatayım...
Seçimler yaklaştıkça sızıntılar da artıyor. Böylesi dönemlerde kritik sınav ise bel altı operasyonlarda veriliyor.
Zamanında sınıfta kalanlar oldu; Erdoğan, Baykal’a yapılan kaset kumpasında “Bu özel değil, genel genel” dedi. Öyle ya, Fethullahçıların kaset operasyonları AKP için mayın temizliğiydi.
Meğer...
Yazıcıoğlu’na da teslim edilen bir çuval kaset varmış.
Okurla yeni buluşan, oldukça kritik bir kitaptan öğrendim bunu: “Son Alperen Muhsin Yazıcıoğlu’nun Sır Görüşmeleri”ni
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve gazeteci Veli Toprak birlikte hazırlamıştı. Onlarca isim, bu kitap için Yazıcıoğlu’na dair bilinmeyen birçok özel anısını anlatmıştı.
Konuşanlardan birisi de BBP liderinin danışmanlığını yapan Bilal Habeşi Özkaynar’dı.
Yazıcıoğlu’nun uzun yıllar en yakınındaki isimlerden biri olan Özkaynar, şahitliğini şöyle aktarıyordu:
“Bir gün rahmetli başkana birileri bir çuval kaset, CD, görüntü getirdi. Birileri işte, bu kayıtları yapanlar ya da ele geçirenler. Bu kayıtların, görüntülerin başka ellere geçebilme endişesiyle, yanlış ellere geçebilme endişesiyle başkana teslim etmek istediler. ‘Bunlar çok tehlikeli görüntüler. Bir şekilde kaydedildi, bir şekilde ele geçirildi. Bunun içinde sanatçılar var, siyasetçiler var, işadamları var, devlet adamları var, askerler var. İşte insanların zaaflarından, zafiyetlerinden faydalanılarak kimi oyunla, tezgâhla kimi de takiple elde edilen görüntüler. Bu görüntülerin her biri Türkiye’nin gündemini değiştirip sallayacak nitelikte. Bunları emanet edecek kimseyi bulamıyoruz. Bizde de kalamayacak. En güvenli olarak sizi biliyoruz. Size teslim etmek istiyoruz’ dediler. Başkan da ‘Ben kimsenin uçkurunun bekçisi, kayıtçısı değilim. Gidin ne yapıyorsanız yapın! Beni bunlara bulaştırmayın’ dedi. Onlar da ‘Başkanım bunlar çok kritik. Çok insanı zora, sıkıntıya sokacak. Türkiye’de gündemi değiştirecek, yerle bir edecek belgeler, görüntüler’ dediler.”
O KASETLER ŞİMDİ KİMİN ELİNDE?
Kitaptan öğreniyoruz ki Muhsin Yazıcıoğlu sonunda ikna edilmişti “bir çuval” denilen o görüntüleri almakta. BBP liderinin bu durumu dönemin Kızılay Başkanı’na da aktardığını Özkaynar’ın ağzından okuyorduk:
“Kızılay Başkanı, Yılma Durak, ben, Kızılay Yönetim Kurulu üyesi partili bir arkadaş vardı. Orada başkanım aynısını söyledi: ‘Bana öyle CD’ler, öyle görüntüler teslim edildi ki Türkiye’de yer yerinden oynar. Ama maalesef bu görüntüler bizim devlet adamlarımızın. Devlete zarar geleceği için bunlar kalacak. Bunların çıkmaması lazım. Bunlar da bana teslim edildi’.”
Kitabın yazarlarının “Bu görüntüler 2010’lu yıllarda çıkan kasetler mi? Başka var mıydı?” şeklindeki sorusuna aldıkları yanıt ise şuydu:
“Muhtemelen bazıları vardı ki ara ara bunlar çıktı. Deniz Baykal çıktı. MHP’ye yapılan operasyon... Bunlar ara ara çıktı, çıkıyor da. Belki bazılarınınki başka ellerde ki çok rahat baskı yapıyorlar. Bunlar üzerinden dizayn ediyorlar.”
Şimdi bu ifşaatları okuyunca yeni sorular da gündeme geliyordu:
Acaba Yazıcıoğlu’na o görüntüleri teslim edenler kimdi? Fethullahçılar, BBP liderinin üzerinden mi operasyon planlıyordu? Ve sahi, o çuvalda olduğu ileri sürülen ama henüz ortaya çıkmayan görüntüler şimdi kimin elindeydi?
Dahası:
Recep Tayyip Erdoğan’a yapılması planlanan “5 milyon dolarlık suçüstü...”
Yazıcıoğlu’na verilen Devlet Bahçeli belgeleri...
Üzeyir Garih’in gizli görüşmeleri...
Selçuk Özdağ ve Veli Toprak’ın okurla buluşturduğu “Muhsin Yazıcıoğlu” kitabı bu konu başlıklarıyla da çok tartışılacağa benziyor.
CUMHURBAŞKANI SİYASETE DÖNEMEYECEK
Altı muhalefet partisinin “temel ilkeler belgesi” diye adlandırılan bir metin için buluşmaları devam ediyor. Önceki akşam Meclis’te gerçekleşen ve dört saat süren görüşmeye dair öne çıkan notlar şöyle:
- Muhalefet Cumhurbaşkanı’nın görev süresini 6 ya da 7 yıl olarak belirledi. Buna göre; kişi sadece bir kez o koltuğa oturabilecek. Görev süresi biten Cumhurbaşkanı aktif siyasete dönemeyecek. Cumhurbaşkanını halkın mı yoksa Meclis’in mi seçeceği konusunun üzerinde ise durulmadı.
- Güçlendirilmiş parlamenter sistemde Meclis’in nasıl işleyeceği hususunda uzlaşıldı. Muhalefetin komisyonlarda daha belirleyici konumda olması kararlaştırıldı.
- Bakanların özellikle yazılı soru önergelerine karşı keyfi tutumda olmalarına yaptırım uygulanacak. Sözlü önerge ve gensoru daha etkin bir şekilde geri dönecek. Batı ülkelerinde de uygulanan “yapıcı kurucu güvensizlik oyu” sistemi kural haline gelecek. Buna göre bir hükümet ancak yeni başbakanın seçilmesiyle düşürülebilecek.
- Sırada yargının işleyişine dair müzakereler gerçekleşecek.
İşte...
Tüm bu salı buluşmalarının aralık ayına kadar sürmesine dair bir takvim çıkarıldı. Son kararı verecek olan altı parti liderinin kameralar karşısına yeni yılın ilk günlerinde çıkıp son metni açıklaması bekleniyor.
Bu arada...
CHP’nin tezkereye “hayır” demesinin, muhalefet temsilcilerinin yeni dönem için yaptığı o toplantıda da “sürpriz” olarak değerlendirildiğini not edelim.
https://haberiskelesi.com/2021/10/28/selcuk-ozdagin-son-alperen-muhsin-yazicioglunun-sir-gorusmeleri-kitabi-tartismalarin-odaginda/