CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun devlet memurlarına yönelik uyarısına tepki gösteren İçişleri Bakanı Soylu'ya tepki gösterdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin genel merkezinde Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı sürerken, gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Öztrak, "Hafta sonu genel başkanımız, Erdoğan Şahsım Hükümeti tarafından hukuku ve yasaları çiğnemeye zorlanan devlet memurlarına hem sahip çıktı hem de hukuksuz emirlere uyan yasaların işlemesini engelleyen memurları açıkça ikaz etti. Genel başkanımızın yaptığı, Erdoğan ve saray sosyetesini çok rahatsız etti. En çok da bir zamanlar Gülen örgütüne övgüler düzen, sonra da etmedik hakaret bırakmadan Erdoğan’a kapı kulu olan, siyasi hayati dönmekle geçmiş, siyasi zübüklüğün kitabını yazmış İçişleri Bakanı’nı..." dedi.Öztrak'ın açıklamaları şöyle:“MİLLİ PARAMIZIN ŞEREFİ, HAYSİYETİ KAR GİBİ ERİYORCHP Sözcüsü Faik Öztrak, "Türkiye’nin sorunları çoktur. Ama çözümsüz değildir. Çözümün olmazsa olmaz ilk adımı, varlığının hikmetini kaybetmiş, milletin ufkunu karartmış Erdoğan Şahsım Hükümetini biran evvel sandıkta göndermektir. CHP iktidara hazırdır. Yeni kurumlarla, yeni kurallarla, yeni Kadrolarla ülkemizi ayağa kaldırmaya hazırdır" dedi. Cumhurbaşkanlığı'na ayrılan bütçenin her yıl arttığını vurgulayan Öztrak, "Fedakarlığı millet yapıyor, cefayı millet çekiyor, sefayı da Erdoğan ve saray sosyetesi sürüyor. İşte biz bu nedenle Erdoğan Şahsım Hükümeti varlığını, hikmetini kaybetmiştir diyoruz. Aç doyar, aç gözlü doymaz demişler. Saraydakiler hali tam da bu" diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na (TCMB) geçtiğimiz Cuma günü yapılan görüşme üzerine Öztrak, "İktidara yürüyen bir parti olarak, Genel Başkanımızın başkanlığında, geçtiğimiz Cuma, TCMB’ye bilgi almak, bankanın bağımsızlığı için kaygılarımızı paylaşmak ve yanlış politikaların, milletimize çıkaracağı fatura konusunda uyarılarda bulunmak üzere, TCMB’ye bir ziyarette bulunduk. Merkez Bankası Başkanı, bizim ziyaretimizden sonra çıkmış, döviz rezervlerinin nasıl hesaplanacağını konuşmuş. ‘SWAP’ları çıkıyorlar, kamu parasını çıkıyorlar, yani eksiye düşürmek için her şeyi çıkıyorlar. Dünyada böyle bir tanımlama yok’ demiş. Madem dünyada böyle bir tanımlama yok, neden bu tabloyu Uluslararası Para Fonu’na raporluyorsunuz?" diye sordu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kamu çalışanlarına yönelik yaptığı açıklamaya ilişkin Öztrak, "Genel Başkanımız, Erdoğan Şahsım Hükümeti tarafından hukuku ve yasaları çiğnemeye zorlanan devlet memurlarına hem sahip çıktı hem de hukuksuz emirlere uyan yasaların işlemesini engelleyen memurları açıkça ikaz etti. Çünkü bu hükümeti de bu hükümete güvenip kanunsuz iş yapanları da uyarmak muhalefetin görevidir" dedi.
Milletimizin sesi, ülkeyi yönetenlerin oturdukları sarayların duvarlarını bir türlü aşamıyor. Milletimizin dertleri ülkeyi yönetenlerce görmezden geliniyor. Milletimizin çektiği çileler küçümseniyor. Yönetenler milletimizi hakir görüyor. Fakir fukaranın çift diplomalı evlatları işsiz, ama yandaş vakıfların tornasından geçen hamili kart sahipleri devletin kadrolarına doluşuyor. Paralel devlet yapılanmaları, devletin birliğini tehdit ediyor. Devletin tüm kaynak ve imkanları küçük bir azınlık elinde talan ediliyor. Kirli eller beytülmale uzanıyor. Yargı ve yasama çalıştırılmıyor. Devlette denge ve denetim kalmadı. Hesap sorulamıyor, kurumlar birer birer çökertiliyor. Yönetimde keyfilik alıp başını gitti. Kimse yarınından emin değil. İşsizlik azdı, milli paramızın şerefi, haysiyeti, itibarı gün görmüş kar gibi eriyor.
ÖNÜMÜZ KIŞ, HELE BU KİFAYETSİZ YÖNETİM ALTINDA KAPKARA KIŞ
Milli olması gereken dış politikamız şahsileşti. Liyakatsizlik ve ideolojik vesayet dış politikamızı esir aldı. Milli menfaatlerimiz yerine kişisel ikballeri korumak öncelikli oldu. Yaşanan tüm bu gelişmeler, Erdoğan Şahsım Hükümetinin varlığının hikmetini kaybettiğini, görevini yapacak takatinin de arzusunun da kalmadığını gösteriyor. Bu durumda yapılması gereken belli. Emaneti bir an evvel asıl sahibine vermek gerekiyor. Sandığın namusuna halel getirmeden, dürüst ve adil bir seçimle sözü aziz milletimize bırakmak gerekiyor. Bu geciktikçe milletin derdi, çilesi, feryatları her geçen gün artacaktır. Milletimizin acıları büyüyecektir. Önümüz kış, hele bu kifayetsiz yönetim altında kapkara kış.
KİBİR HASTALIĞINA TUTULAN ERDOĞAN, BÜYÜK LAFLAR EDİYOR
Dolar, hızla 10 TL’ye koşuyor. Her gün iğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Akaryakıt bayiinde satılan kalorifer yakıtı son bir yılda yüzde 82 zam görmüş. Elektriğe son bir yılda yüzde 28 zam gelmiş, şu sıralar yüzde 45 zam geleceği de dillendiriliyor. Benzine ve mazota daha yeni 40, 41 kuruş zam geldi. Ama bugün yarın akaryakıta yeni zamlar yolda. Akaryakıt istasyonları iki haneli yakıt fiyatları için pano ve pompalarda değişikliğe başladı bile. İnsan söylediği sözün esiridir. Onun için atalarımız, ‘büyük lokma ye, büyük söz söyleme demiş.’ Ama kibir hastalığına tutulan Erdoğan, büyük laflar edip duruyor.
UTANCINI KAYBEDEN VİCDANINI DA KAYBEDER
Bu görüntüler Almanya’dan veya Fransa’dan değil, Erdoğan’ın yönettiği 2021 Türkiye’sinden. Geçtiğimiz Cuma akşamı, araç sahipleri akaryakıt istasyonlarında çift sıra uzun kuyruklar oluşturdu. Boş damacana bulan istasyona koştu. Erdoğan’ın partisinde Yeliz ismiyle maruf bir milletvekili de benzin kuyruklarına utanmadan ‘bereket yoğunluğu’ dedi. Bir diğer AK Partili vekil ise akaryakıt zamlarına ‘mini mini zam’ deyiverdi. Aynı vekil, devlet yurtlarında küçültülen yemek porsiyonları için de ‘Peygamber efendimiz de midenin 3’te birini boş bırakın demişti’ diye buyurdu. Utancını kaybeden vicdanını da kaybeder.
AÇ DOYAR, AÇ GÖZLÜ DOYMAZ DEMİŞLER
Ön teker nereye giderse arka teker de oraya gider diye bir laf var. Erdoğan da saraylarında şatafatı görmezden gelip ‘her türlü fedakarlığı yapıyoruz’ demişti. Milletle açıktan alay etmişti. Saraydakiler bir eli yağda, bir eli balda yaşarken milyonlarca yurttaşımız açlık, yoksulluk ve sefaletle sınanıyor. Sarayın bütçesi her yıl şişiyor. Fedakarlığı millet yapıyor, cefayı millet çekiyor, sefayı da Erdoğan ve saray sosyetesi sürüyor. İşte biz bu nedenle Erdoğan Şahsım Hükümeti varlığını, hikmetini kaybetmiştir diyoruz. Aç doyar, aç gözlü doymaz demişler. Saraydakilerin hali tam da bu.
SİYASİ ZÜBÜKLÜĞÜN KİTABINI YAZMIŞ İÇİŞLERİ BAKANI
Hafta sonu genel başkanımız, Erdoğan Şahsım Hükümeti tarafından hukuku ve yasaları çiğnemeye zorlanan devlet memurlarına hem sahip çıktı hem de hukuksuz emirlere uyan yasaların işlemesini engelleyen memurları açıkça ikaz etti. Çünkü bu hükümeti de bu hükümete güvenip kanunsuz iş yapanları da uyarmak muhalefetin görevidir ama genel başkanımızın yaptığı, Erdoğan ve saray sosyetesini çok rahatsız etti. En çok da bir zamanlar Gülen örgütüne övgüler düzen, sonra da etmedik hakaret bırakmadan Erdoğan’a kapı kulu olan, siyasi hayati dönmekle geçmiş, siyasi zübüklüğün kitabını yazmış İçişleri Bakanı’nı. Bakan adeta histeri nöbeti geçirerek adap ve edebi bir yana bırakarak sayın Genel Başkanımıza sarf ettiği hakaret ifadeleri, içine girdikleri çukurun seviyesini göstermesi bakımından ibretlikti. Anlaşılan memurlara en çok kanunsuz emir veren de yine bu bakanmış.
MİLLETİN 128 MİLYAR DOLARINI BUHARLAŞTIRDILAR
Türk lirası en ufak bir rüzgâr karşısında savunmasız. Çünkü kayınpeder, damat bir oldular milletin 128 milyar dolarını, Merkez Bankası’nın arka kapısından buharlaştırdılar. Dünyanın en büyük finansal skandalına imza attılar. İran Merkez Bankası Başkanı, 160 milyon dolar ve 20 milyon Euro’yu, 2017’de, resmi olmayan yollardan piyasaya sürdü diye, geçtiğimiz hafta İran’da 10 yıl hapis cezası aldı. Aynı cezayı 128 milyar dolara oranlayın, alınacak ceza 6 bin 994 yıl yapar.
BUGÜN DOLAR OLMUŞ 9 LİRA 28 KURUŞ
Bizde de milletin 128 milyar doları, ortalama 6,30-6,40 dolar kurundan şeffaf müdahale veya ihale yöntemleri dışında hiç edildi. Bugün dolar olmuş 9 lira 28 kuruş. Ortada korkunç bir kamu zararı var. Ama tek bir savcıdan tek bir tık yok… Ne diyelim? Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner. Bu 128 milyar doların hesabı, yargıda mutlaka sorulur. Güçlü döviz rezervleri, ekonomiyi sert dalgalara karşı koruyan, çok önemli bir dalga kırandır. Güçlü rezerv, ödemeler dengesinde kriz olasılığını azaltır. Döviz kurlarında veya piyasalardaki dalgalanmalara karşı ekonomik ve finansal istikrarın korunmasına yardımcı olur.
İktidara yürüyen bir parti olarak, Genel Başkanımızın başkanlığında, geçtiğimiz Cuma, TCMB’ye bilgi almak, bankanın bağımsızlığı için kaygılarımızı paylaşmak ve yanlış politikaların, milletimize çıkaracağı fatura konusunda uyarılarda bulunmak üzere, TCMB’ye bir ziyarette bulunduk. Merkez Bankası Başkanı, bizim ziyaretimizden sonra çıkmış, döviz rezervlerinin nasıl hesaplanacağını konuşmuş. ‘SWAP’ları çıkıyorlar, kamu parasını çıkıyorlar, yani eksiye düşürmek için her şeyi çıkıyorlar. Dünyada böyle bir tanımlama yok’ demiş. Madem dünyada böyle bir tanımlama yok, neden bu tabloyu Uluslararası Para Fonu’na raporluyorsunuz? Tablonun ismi ne? Uluslararası Rezerv ve Döviz Likiditesi Tablosu. Anlaşılan beyler rezerv tablosunun aslını IMF’ye gönderiyor, çakmasını millete pazarlıyor.
‘DAHA NELER OLACAK NELER’ DİYEN ODUR
(Siyasi cinayetler üzerine sorulan soruya) Ülkede bu gerginliği daha önce yaptığı açıklamalarda siyasetçileri açıkça tehdit eden AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’dı. Hatırlayın, Sayın Meral Akşener’e yönelik saldırının ardından ‘daha neler olacak neler’ diyen odur. Genel Başkanımıza yönelik ‘ülkenin yönetimine talip olduklarını söylemekten vazgeçsin, kendileri için daha iyi olur’ tehdidini savuran da odur. Ülkenin polis ve istihbarat teşkilatları bu tehditleri savuran AK Parti Genel Başkanı’nın emrindedir. Dolayısıyla bu tehditler ciddiye alınmalıdır. Bu çerçevede öncelikle savcılıkta ifadesine başvurulması gereken Erdoğan’dır. Erdoğan ifadesini verdikten sonra da Genel Başkanımız yazılı olarak beyanını verir.”