Candaş Tolga Işık ile Az Önce Konuştum programının bu haftaki konuğu oyuncu, yazar, şair, seslendirme sanatçısı, komedyen ve yönetmen Yılmaz Erdoğan oldu.
Programdan öne çıkanlar:YILMAZ ERDOĞAN "KİN"İ ANLATIYOR
Güzel gidiyor, tepkiler iyi. O söz Victor Hugo'nun bir sözü, benim değil. Ben filmin araştırma kısmını yaparken bir gazetecinin röportajını ve izlenim yazısını gördüm. Bende bu hikayeye çok iyi gideceğini düşündüm. Oradan kullandım.
Aslında bu yazar Yılmaz Erdoğan'dan çok, oyuncu Yılmaz Erdoğan hedefli bir proje oldu. Hem bu türü oynamak hem de öğrenmek istedim. Yapasım vardı bunu. İyi de oldu bir sürü şey öğrendim.
Biz bazen kimseyle kokmayan, bulaşmayan, pasif karakterlere iyi diyoruz. Ya da bir iyilik kaygısının çok fazla öne çıktığı şeyle ilgili. Tabiki de tam olarak adil olmadan iyi olmak mümkün değildir. Orada komiserin çaylak polise söylediği iyi bir şey. O yüzden hakemlerden genelde hoşlanmayız.
"İRONİ PEŞİNDE OLAN BİRİYİM"
Benim karakterimi oluşturan bir şey bu. Komiklikten ziyade ironi peşinde olan birisiyim yani. Hayatın ta kendisi olan şey yani. Hayat ironik bir şey. Aynı olaya güledebilirsin ağlayadabilirsin. Ama benim anlattığım daha dramatik ironi tadındadır. Bazen aşırı komik bazen aşırı hüzünlü olabilir.
"TÜM SÜREÇ 1 YIL SÜRDÜ"
Filmi çekmek 5-6 hafta sürdü. Bütün süreç 1 yıl sürdü. Türkan Derya yönetti ki sette çok güzel anlaştık. Türkan ile daha yaparız.
Eski usül yerleşmiş bir şeydi galalar. Ben hala sevmem. Ama bir şey yaptığımızı fark ediyorduk. İnsanlarla, canlı seyircinin reaksiyonlarını görüyorduk. Bunlar geri gelsin istiyorum. İyi yönleri var. Sektör hiç olmadığı kadar faal. Çok sayıda iş yapılıyor. Bunun diğer platformların gelişiyle de yerleşeceğini düşünüyorum. Belki de bu platformlar ile sinemalar birleşir. Kim bilir.
FİLMLE İLGİLİ ELEŞTİRİLER
Genel bir nabzı hemen anlarım zaten. Bu iş sınıfı geçti mi geçmedi mi? Kusursuz bir iş yaptığımı düşünmüyorum. Onun dışında film bitmiş, bağlanmış ve seyredilmiş bir işle ilgili kendi notlarımı çıkarıyorum. Eleştirileri tabii ki duyuyorum ama aramıyorum kim ne demiş onu mu demiş diye.
NEDEN SENARYOYU GÜNEY KORE'DE ARADI?
Aramadım canım o beni buldu. Ya uyarlama başka bir sanattır. Uyarlamaya buradaki bakış açısı düşük algılanıyor. Tersi olduğu zaman bizden bir şey yurtdışında uyarlandığında gurur meseledir. İkisi de gayet normal. Polisiye benim hakim olduğum bir alan değil senarist olarak.
SQUİD GAME AÇIKLAMASI
Çok iyi. Hemen seyrettim. Güney Kore'den acayip bir dramatik akım geliyor. Tabii, bu nicedir var zaten. Bu da onun zirvesi. Gangnam Style'ın film versiyonu. Yani yarattığı gürültü açısından.
EKŞİ ELMALAR
Biz hep tiyatro ile başladığımız için, hem de oyun yazmayacak mısın baskısı olduğu için üstümde. Önce oyun olarak düşündüm Ekşi Elmalar'ı. Oyun olarak yazdım zaten. Ama sinema çok arsız ya.
EN SEVDİĞİ FİLMLERİ HANGİLERİ?
Bende yapılış sırası. Evlat gibi çünkü. Vizontele Tuğba, Organize işler.. Öyle gidiyor yani.. Mesela Neşeli Hayat, en az gişe hasılatı yapmış ama sonraki etkisi en çok olmuş filmlerden bir tanesi. Kendi filmlerimi çok seyreden biri değilim ama Neşeli Hayat'ı seyrediyorum.
BKM MUTFAK
Gidiyorum. Orası bizim evimiz. Fiziken benim varlığıma bağlı bir şey olmamalı. Birinci kuşağı yetiştirdik, diğerlerine rehberlik yapacak duruma geldiler. Yani ben canım ne zaman isterse gidiyorum.
Birinci kuşak, onlarla birlikte icat ettiğimiz şeylerden ikinci kuşak yararlandı. Sonradan gelenler daha avantajlılar. Önlerinde örnek var.
SEÇMELERDE İLK NELERE BAKIYOR?
Güldürecek o zaman. Kendisine bir süre veriliyor, 3 dakikada bir hazırlık yapacak. Zeki ve komik biri olduğunu anlatmalı.
En son yaptığımız seçmelerde 12 bin kişi katıldı. 300- 400'e inince ben bakıyorum."KOMİK OLAN DAHA GERÇEKTİR"
İnsan ömrü gerçeğin deşifresiyle geçiyor. Bu kaç yıl olduğu sana kalmış. Görüneni her şey zannetmek. Sonra yaş ve bilgi aldıkça yolculuk sırasında hakikat yavaş yavaş gerçek yükünü atıyor ve arınmaya başlıyor. Daha sakinliyor insan. Gerçek ne kadar bulanık ise hakikat o kadar estetiktir. O dediğim şey derindeki gerçek.
"İLK YILLARDA DAHA AGRESİFTİM"
İlk yıllarda daha agresif bir karakterdim. Her şeyi daha çabuk yapmak isteyen, daha çabuk sonuç almak isteyen. Mide kanamasını da o yüzden geçirmiş olmalıyım.
LEVENT KIRCA AÇIKLAMASI
Hem benim hem de BKM'nin iki ortağı yani Necati Akpınar'ın da ikimizin de hayatında çok önemli bir yeri olan bir büyük usta. Ruhu şad olsun. Levent Kırca'nın müdürüydü Necati. Bende oraya oyuncu ve yazar olarak girmiştim. Çok şey öğrendim.
YENİ OTOGARGARA OLACAK MI?
Neden olmasın. Ama bir yanda da bir film takvimi var önümde ve 2025'e kadar bunları bitirsem çok hızlı çalışmış olurum. Tekrar tiyatroya dönüp onları yapmak zor. Ne güzel olurdu arkadaşlarla bir araya gelip müzikal oynasak.
"BİR DEMET TİYATRO" GERİ DÖNECEK Mİ?
Diyelim ki döndük. Sonra o bir rutine döndüğünde herhangi bir işe dönme riski var. Şu hali, şu hasretlik hali güzel. Onu sıradan bir şey haline getirmeyelim tekrar.
Tam karamsar hiç olamıyorum tam iyimser olamadığım gibi. 90'lar öyle değil. 95'ten sonrası bizim için altın dönem. 2007-2008'den sonraki dönem karamsar olabilir.
BUGÜN GELİNEN MESAFEYİ NE OLARAK GÖRÜYOR?
Bütün bunlar tarihi konular. Ama bir alışma artık o alanda bir uyuşukluk hissine dönüştüğünü düşünüyorum. Şu anda bu konunun konuşulması bile çok sağlıklı şartlarda yapılamıyor.
Niye yazılmasın. Ne diyor mektup, barış olsun diyor. Hiçbir anne ağlamaısn. NE zaman yazılmaz, ona ihtiyaç olmadığında yazılmaz. Varsa yazılır. Aynı barış dili her aklı selimin dili değil mi?
BUGÜN "AKİL İNSANLAR" HEYETİNDE YER ALIR MISINIZ?
Yok ben sıramı savdım diye düşünüyorum. O iş benim için vatani vazifeydi. Başarılı veya başarısız olmasından önce niyeti önemlidir. Benim niyetim çok iyiydi.
NEYE SİNİRLENİR?
Her insan biraz abartılınca karikatürleşmeye müsaittir. Çok var. İki saat kadar bunu oyunda anlatacağım. Gelirsiniz
KÖYCEĞİZ'DE YAŞAMAK
Orası aynı zamanda bir film platosu. Öyle bir yerleşkeye dönüştü, yoksa ben küçük bir evde bir bahçede yaşıyorum.
Şehir ile ilgili yoğun sorunlarım oluşmaya başlamıştı. Bu yeter buradan kaçmak için. Ne yapıyoruma o kadar odaklanmışız ki ne yaşıyorum ıskanlanmış.
NASIL BEŞİKTAŞLI OLDU?
Benim babam. Mustafa hariç hepimiz Beşiktaşlıyız. Sanlı hoca Hakkari'ye gelmişti. Tv'de görüp sonra da canlı gördüğüm ilk insandı. Hala bizim evde fotoğrafı durur. Benim kafamdaki ben ve futbol; Metin Ali Feyyaz ve sonra da Sergen ile devam etti.
Sergen Yalçın bambaşka bir sayfa açtı. O deneyimlerini hoca olarak pozitif bir şeye dönüştürdüğünü düşünüyorum. Onlarla tam empati kurabiliyor. Bence her sorunu çözer, Beşiktaş'a getirdiği şey o. İkinci de eşsiz futbol zekası. Ben futbol üzerinde çok ağır bir yük olduğunu düşünüyorum. Pandemiyle evlere sıkışanlar için iki sektör çok fazla mesai yapmaya başladı. Futbol ve biz. Biz de yoruluyoruz ama futbol kadar değil.
BEŞİKTAŞ BU SENE ŞAMPİYON OLUR MU?
Bence olur çünkü geçen sene Beşiktaş'ı şampiyon yapan faktörlerin hepsi yerli yerinde duruyor. Sıradışı acayiplikler olmadığı sürece olabilir.
NEDEN BEŞİKTAŞLI?
Beşiktaşlı olmak için her türlü doğmuşum. Dükkanım çarşıda. Daha ne diyeyim ki.. Onun herhalde herkesin kendi takımıyla kurduğu gönül ilişki bir aşk meselesidir.