Almanya, yarın genel seçime gidiyor. Kamuoyu yoklamaları Sosyal Demokratlar’ı önde gösteriyor, ancak muhafazakar Birlik Partileri’nin son günlerde aradaki farkı azaltmasının ardından, yarışı hangi partinin önde tamamlayacağını kestirmek zorlaştı.
Partilerin oy oranları arasındaki farkın azalması nedeniyle başta Türkiye kökenliler olmak üzere göçmen kökenli seçmenlerin oyları daha da önem kazanıyor.
83 milyon nüfuslu Almanya’da yarın (Pazar) düzenlenecek genel seçimlere katılımın yüksek olması bekleniyor. Ülke aylardır seçim gündemi ile yatıp kalkıyor, 16 yıllık Angela Merkel döneminin sonunda başbakanlığa kimin geleceği tüm kamuoyunda merakla bekleniyor. Yapılan analizlerde, Merkel döneminin sonunun Almanya için yeni ve zorlu bir dönemin de başlangıcı anlamına geleceği belirtilirken, ondan boşalacak koltuğa oturmaya aday isimlerin hiçbirinin halkın büyük çoğunluğunu ikna edecek oy oranına ulaşamayacağına ve bu yüzden yeniden bir koalisyon hükümeti kurulacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Kamuoyu yoklamalarına göre, muhafazakar Birlik Partileri CDU/CSU’nun yüzde 3 önünde olan Sosyal Demokrat Parti (SPD), yüzde 25’lik oy oranı ile seçimin galibi olacak. Üçüncü sırada yüzde 16 ile Yeşiller yer alırken, liberal FDP’nin ve göçmen karşıtı Almanya için Alternatif’in yüzde 11, Sol Parti’nin de yüzde 6 oy ile parlamentoya girebileceği tahmin ediliyor.
Sonuçların bu şekilde olması durumunda, şu andaki koalisyon hükümetinde, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı olan SPD’li Olaf Scholz ülkenin yeni başbakanı olacak. Scholz koalisyon için önceliğinin SPD ve Yeşiller’in bir araya geleceği model olduğunu, bu iki partinin oyu yetmezse, liberal FDP’nin de ortak olarak alınabileceğini açıkladı, aynı zamanda parlamentonun solundaki muhalif güç olan Sol Parti ile de görüşeceğini sözlerine ekledi.
Kamuoyu araştırmalarını ve siyasi atmosferi değerlendiren yorumcular, 16 yıldır hükümetin en güçlü partisi olan Birlik Partileri’nin, adayları CDU Genel Başkanı Armin Laschet’in son günlerde oy oranını yükseltmesine rağmen muhalefetle yetinmek zorunda kalabileceğini tahmin ediyor. Laschet’in kazanamaması durumunda Birlik Partileri içinde liderlik savaşının kızışacağı ve Merkel sonrasında ciddi anlamda kaos yaşanacağı öne sürülüyor.
Almanya‘daki seçmen sayısı 60 milyon 400 bin. SPD ve Birlik Partileri arasındaki farkın çok olmaması nedeniyle, sonuçta her oy önemli. Bu yüzden adaylar son günlerde yoğun bir şekilde Türkiye kökenli seçmenleri kendilerine çekmek için kampanyalarını yoğunlaştırdı. SPD’nin adayı Scholz ve rakibi Laschet, Türk lobisinin temsilcileri ile bir araya gelmeye özen gösterdi. Genel seçime katılacak olan seçmen gruplarının kökenlerine ilişkin istatistiki bilgiler olmamasına rağmen, 800 bine yakın Türkiye kökenli Alman vatandaşının oy kullanma hakkına sahip olduğu tahmin ediliyor. Bundan önceki seçimler sonrasında yapılan analizlerde, Türkiye kökenli Almanların yüzde 30’unun oy kullandığı, tercih sıralarında ise SPD’nin önde geldiği, onu Birlik Partileri, Sol Parti ve Yeşiller’in izlediği ortaya çıkmıştı.
709 sandalyeli Federal Meclis‘te Türkiye asıllı milletvekili sayısı 14. Önümüzdeki seçimde Türkiye asıllı 36 aday meclise girebilmek için yarışacak, ancak bunlardan seçilme şansı yüksek olanların sayısı 15 civarında. Yeni meclisin 800 milletvekilinden oluşması bekleniyor. 15 milletvekilinin girmesi durumda, Türkiye kökenlilerin oranı yüzde 2'nin altında kalacak. Buna karşılılık Almanya’da 3 milyon Türkiye kökenli göçmen yaşıyor.
Kaynak: www.amerikaninsesi.com