Sosyal medya hesabından günlük tabloyu paylaşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Salgının kontrol altında tutulmasını tedirgin edici seviyede vaka sayılarına ulaştık. Bunu durduracak olan göstereceğimiz iradedir. Tedbirlere uyup aşınızı olun"derken, Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, "aynı yanlışı dördüncü kez deniyoruz" dedi...
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, SÖZCÜ TV'den Alişer Delek’in sorularını yanıtladı. Vakalardaki artışı değerlendiren Mehmet Ceyhan, şöyle konuştu: "Aynı yanlışı 4’üncü defa yapıyoruz. Bütün önlemler kaldırıldı. Aşıya güvenildi. Aşıda da yanlış bir düşüncesi var devletin. ‘Aşılamayı eğer yüzde 20’lerden yüzde 40’lara çıkarırsak vaka sayıları azalacak’ diye. Maalesef aşılamanın böyle bir etkisi yok. Aşılama, ancak hedefiniz olan yüzde 80 aşılama oranına gelince salgının yavaşlamaya başlar. Restoranların, kafelerin değil, iş yerleri ve toplu taşımalardaki yoğunlaşmayı engelleyecek kısıtlamalar lazım" diye konuştu.
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle;
* Vakaların artmama şansı yoktu. Biz bunu 3 defa denedik. Belli bir seviyede vakalar azalınca, maalesef onu tedbirlerle azalttık diye algıladık. Doğru değildi aslında.
* Çünkü kendi haline de bıraksanız salgın zaten belli bir noktaya çıkarıyor vaka sayısını. Sonra pik yapıp aşağıya iniyor. Buna salgın dinamiğinde doyum diyebilirsiniz.
* Virüs taşıyan kişinin etrafında yeteri kadar virüs alan kişi olunca, örneğin evin içinde 6 kişiden 4'üne bulaştırınca azalmaya başlıyor. Fakat sizin aldığınız tedbirlerden değilse azalma, bir noktada takılıyorsunuz.
“DEVLETİN AŞIDA YANLIŞ BİR DÜŞÜNCESİ VAR”
* Bir buçuk ay boyunca 5 binlerden aşağı inmeyince vaka, bu bir problemdir. Fakat tam tersi yapıldı 4. defadır. Bütün önlemler kaldırıldı.
* Aşıya güvenildi. Aşıda da yanlış bir düşüncesi var devletin. ‘Aşılamayı eğer yüzde 20'lerden yüzde 40'lara çıkarırsak vaka sayıları azalacak' diye.
* Maalesef aşılamanın böyle bir etkisi yok. Aşılama, ancak siz hedefiniz olan yüzde 80 aşılama oranına gelince salgının yavaşlamaya başladığını göreceksiniz.
“EYLÜL'DE BU İŞİN BİTMEYECEĞİNİ SÖYLEDİK”
* 500 bin-1 milyon günlük aşılama sayıları görülünce hesaplar yapıldı. 1,5 milyona bölerek sayıyı ‘Eylül'de bu iş bitecek, maskeyi çıkaracağız' demeye başladılar. Bunun böyle olmayacağını söylemiştik.
* 40 yıldır bu ülkeye aşı kampanyaları yapılıyor. Salgınlarla uğraşılıyor. Türkiye'nin günde 1,5 milyon aşı yapması mümkün değil. Günde 500-600 bin civarında aşılama yaparsak bu bizim ülkemiz için iyi bir sayıdır demiştim.
* Nitekim azaldığını görmeye başladık. İlk başta aşıyı bizden talep edenlere yaptık.
“BU ŞEKİLDE DAVRANILIRSA ARTIŞ DEVAM EDECEK”
* Şimdi biz, aşı yapılmasını talep ettiğimiz gruba yapıyoruz. Bir kararsızlık duvarıyla karşılaşıyoruz.
* Neticede tedbirleri de kaldırınca, araya Kurban Bayramı girince, Delta virüsünün hızlı yayılma özelliği eklenince, üzerine Rusların koşulsuz bir şekilde milyonlarca kişi olarak Türkiye'ye girmesi ek bir faktör oldu.
* Delta varyantı yoğun bir şekilde, bulaş sonucu yayılmaya başladı. Bu şekilde davranırsak bu artış devam edecek.
“GÜNDE 1,5 MİLYON AŞI YAPAN ALMANYA’DA VAKALAR 100 BİNE ÇIKABİLİR”
* Devletin söylemleri çok etkili oluyor. Siz, ‘Bayramı bayram gibi yaşayacağız, bayram sonu maskeden kurtulacağız' mesajları verirseniz, ‘Bu işi hallettik' mesajları verirseniz halk bunu böyle algılar.
* Almanya'da 1,5 milyon günlük aşılama yaptılar. Ama buna rağmen günde bin 500 vakanın olduğu önemde 100 bine çıkabilir diyor Alman Sağlık Bakanı.
“RESTORAN, KAFE DEĞİL, TOPLU TAŞIMA VE İŞ YERLERİNE KISITLAMA GEREKİYOR”
Aşının zorunlu hale getirilmesi tartışmalarına da değinen Ceyhan, “Hiçbir ülke isteyerek aşıyı zorunlu hale getirmez. Türkiye'ye baktığımız zaman 100 sene önce çiçek hastalığıyla mücadele için bir zorunlu aşı yasası hazırlanmış. O yasa sayesinde bugün çiçek hastalığı kayboldu. Eğer o dönemde aşılama oranları bu düzeyde kalsaydı, biz hala bugün çiçek hastalığından hayatını kaybeden, yaralarla dolu vaka görecektik” diye konuştu.
Ceyhan, “Bu işten nasıl kurtulacağız çok açık. Bir plan hazırlayacağız. Sabırla ve bilimin ışığı altında bu işi yönetmek lazım. Aynı yanlışı 4'üncü defa yapıyoruz. Benim kast ettiğim kısıtlama restoran, kafe kapatmak değil. Esas daha büyük kaynakları kısıtlamak lazım. Toplantılar, iş yerlerindeki yoğunlaşmaları, toplu taşımadaki yoğunlaşmaları engelleyip, kafeleri, restoranları açık bırakmak lazım” ifadelerini kullandı.
