Sedat Peker ile görüntülü sohbeti ortaya çıktıktan sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nın hakkında suç duyurusunda bulunduğu gazeteci Hadi Özışık, Korkusuz yazarı Can Ataklı'ya çağrıda bulundu. Özışık, "Can Ataklı 1 milyon dolarlık rüşvet pazarlığını kiminle yaptı?" diye sordu! Can Ataklı'da TELE1'de, 'Gün Başlıyor' programında Hadi Özışık’ın kendisi hakkında yazmış olduğu yazıya cevap verdi. Ataklı, Türkiye’nin en iyi gazetecilerinden olduğunu ifade ederek kendisini yayına davet etti. Ataklı, “Hodri meydan” diyerek “Yüzün varsa gel burada anlat” dedi.
https://youtu.be/KA3efN8cUAU
Ben bir hata yaptım, mesafemi aştım kabul. Sustum, "Niye susuyor?" dediler, konuştum Can Ataklı başta olmak üzere ekranlarda hırlayan bir çok kişi, ağır hakaretler etti. Para tura işlerine mi girdim kardeşim, akçeli bir işim mi oldu? Olduysa ağız dolusu hakaretlere, küfürlere razıyım. Ama şu Can Ataklı'ya bir kaç soru soracağım müsadenizle.
Hadi Özışık'ın "Can Ataklı 1 milyon dolarlık rüşvet pazarlığını kiminle yaptı?" başlıklı yazısı şöyle;
20 gün sustuk, "Niye konuşmuyorlar?" dediler. Çıktım konuştum, şimdi de "Hangi yüzle konuşuyor" diyerek hakaret ediyorlar.
Bir gazeteci olarak yaptığım hatayı samimi bir şekilde anlattım. Mesafemi korumadığımı söyledim. Kendi kanalımda, olup biten her şeyi, ama her şeyi dosdoğru ifade ettim. Buna rağmen, ekranlarda hırlayan bir kesim var, ağız dolusu hakaretlerle hem beni hem de kardeşlerimi linç ediyor.
Akçeli işlerim olmuşsa, para tura alış verişim olmuşsa, isteyen istediği gibi ağız dolusu hakaretlerine devam etsin. Hem vallahi, hem billahi gıkım çıkmaz. Hele bir de dürüstlük pozu verenler var ki izledikçe, "Dinime küfür eden Müslüman olsa" demeden edemiyorum.
Şimdi müsade ederseniz, her sabah ekranda dürüstlük pozları veren Can Ataklı'ya bir kaç soru soracağım.
Sevgili Can, dürüstlük abidesi kesilen güzel arkadaşım. Şimdi beni iyi dinle, çok dürüstsün ya, çok namuslusun ya, içtiğin kahveyi, "Reis'ten olsun" diyerek sana ikram eden o arkadaşa (sen kim olduğunu biliyorsun) "Allah Tayyip Erdoğan'dan razı olsun, sayesinde bedava kahve içtim" diyen sen değil misin?
Bak Can Kardeşim, arkasından salladığın Zafer Mutlu'ya yalvar yakar Vatan'da yazmak için çırpındın ve sonunda istediğini aldın hatırladın mı? Sonra ne oldu, Zafer Mutlu yazdığın yazılardan hoşnut olmadığını gelip sana söyledi mi? "Can biraz ara verelim" dedi mi? Sen yazı yazmadığın halde 6 ay boyunca maaş almaya devam ettin mi? Yani "Bankamatik gazetecilik" yaptın mı?
Peki şimdi sana başka bir soru sorayım.
İyi dinle!
Dürüstsün, namuslusun, haysiyet sahibisin! Üç kuruşa tenezzül etmiyorsan ya... Boğazından haram lokma geçmiyor ya... Cem Uzan için, geçmişte birileriyle rüşvet pazarlığı yaptın mı? Bu rüşvet pazarlığını CD'ye kaydettin mi? O CD'yi ne için kullanmak istedin, Tayyip Erdoğan'a ulaştırmak için mi, yoksa Cem Uzan'ın işini halletmek için mi?
Peki yaptığın rüşvet pazarlığını Cem Uzan'a ilettiğinde sana ne dedi? Cem Uzan, "Ben haklıyım rüşvetle işimi çözmem" dediğinde, sen ne cevap verdin? "Çok basit bir şey oysa; 1 milyon dalar vereceksin iş bitecek" dedin mi demedin mi?
Gazetecisin ya, tek geçim kaynağın gazetecilik ya... Biz mesleğini kirletiyoruz ya, sen ise pür paksın öyle mi? Şimdi sana başka bir soru gelsin!Cem Uzan'ın sahibi olduğu VODAFONE protokolü nerede yapıldı Can Kardeşim? Sen bu protokol yapıldığında hangi sıfatla kalem oynatıyordun? Aaaa yoksa o protokol senin evinde mi yapıldı? Mesleğin gazetecilik ise, iktidar ile Cem Uzan arasındaki VODAFONE protokolüne niye dahil oldun? Bunun karşılığında ne aldın? Mehmet Karamehmet ile Cem Uzan'ı evinde hangi gazetecilik faaliyeti altında buluşturdun?
Bitmedi!
Sorulacak daha çok soru var.
Cem Uzan kaçak. Milyarlarca lirayı iç etmiş. Banka batırmış, şu bu... sonra da kaçmış Fransa'ya yerleşmiş. Senin deyişinle sorayım, kaç kez atladın gittin Paris'e? Herkes binlerce makale yazdı, sana "Cem Uzan'ı yaz" dediklerinde, "Niye yazayım? O artık benim arkadaşım yazamam" dedin mi demedin mi?
Bugünlük son soru Can Kardeşim!
Yıllarca çalıştığın Sabah'tan ayrıldıktan sonra 1 kuruş almadığını söylemiştin zamanında. O parayı Cem Uzan'ın da sana vermediğini belirtmiştin... İnandık, dürüstsün, namuslusun, haysiyetlisin, paragöz değilsin... inanıyoruz sana.
Sahi.... Bir ayrılıktan söz ediyorsun, Sabah'tan mı, Star'dan mı, orası pek anlaşılmıyor... Ayrılırken, "Bu ayki maaşınızı alın" dediklerinde sen ne yaptın Can Kardeşim?O parayı alıp kursağına indirdin mi? Hadi Özışık'ın yazısı için;