Merkez Bankası, nisan ayı Para Politikası Kurulu faiz kararını açıkladı. Banka politika faizini yüzde 19 seviyesinde tutarken, metinde yapılan değişikliklerle sıkı para politikasının sona erdiği gevşek para politikası için de fırsat kollandığı görüldü. Peki şimdiden sonra doların seyri nasıl olacak? İşte detaylar...
Milliyet'ten Zeynep Aktaş'ın ilgili yazısı şöyle; Merkez Bankası’nın faiz kararındaki ana başlıkları özetlediğimizde yatırımcıların gözden kaçırmaması gereken ayrıntılar şöyle:
21 Faiz indiriminin başlamamasının nedeni: TCMB Faizi sabit bıraktı. Bunun üç ana nedeni TL’deki değer kaybı, iç talebin güçlü olması ve küresel piyasalarda emtia fiyatlarındaki artışla gelen riskler, olarak sıralanabilir.
2 Faizde artırım beklenmemesinin nedeni: Yeni başkan faizi artırmak için gelmedi. Faiz artırımı ancak enflasyondaki bir sıçrama ile gündeme gelebilir.
3 Faiz indirimi için hangi iki gösterge izlenecek? Merkez Bankası ÜFE ve TÜFE’nin seyrini takip edecek. ÜFE 31,20 ve TÜFE 16,19 seviyesinde bulunuyor.
Üretici fiyatlarının seyri önümüzdeki aylarda tüketici fiyatlarına da yansıyacak. Bu nedenle bir ay daha faizin yüzde 19 seviyesinde kalması beklenebilir. TCMB politika metni enflasyonun seyrini izleyeceğinin iletişimini gerçekleştirdi.
4 Para politikasında gevşeme dönemi kollanıyor. Ekonomide büyüme sürüyor ancak bunun kalitesi ve sürdürebilirliği önemli. TCMB, faiz indiriminde adım atmak için verilerde oluşacak ilk fırsatı gözleyecek.
5 Faiz indirimi haziranda başlayabilir. Kur hareketlerinden kaynaklı olarak enflasyonun yüksek seyri sürüyor. Bu nedenle mayıs ayında da faiz indirimi gerçekleşmeyebilir. Piyasa beklentisi bir faiz indiriminin ağustosta başlaması yönünde ancak faiz indirimi haziranda başlayabilir.
Kredi alımı için yılın ikinci yarısı beklenmeli
Yıllık faiz yüzde 19 seviyesinde. Ancak bir yıl için çekilen 10 bin TL’lik ihtiyaç kredisi karşılığında oluşan faiz maliyeti bankadan bankaya farklılık göstermekle birlikte yüzde 24 ile yüzde 44 arasında değişiyor.
Konut ve araba kredilerinde de yüzde 25’le başlayan geri ödeme faizleri gözleniyor. Mevcut faiz oranlarıyla gerçekleştirilecek işlemler tüketicilere hayli yüksek maliyetler oluşturmakta. Yılın ikinci yarısından sonra faizler gerilemeye başlayacak. Bu göz önünde bulundurularak hareket edilmeli.
Borsa ve doların seyri
Borsa ve dolar kurunda bir süre yatay hareketin ağırlık bulacağı gözleniyor. Borsa endeksi yukarı hareket edecek enerjiyi toplamada zorlanıyor. Ancak aşağı doğru satış dalgasını doğuracak bir kırılma da yok.
Endeks 1.352-1.445 aralığındaki bir bantta sıkıştı. 1.352 aşağı kırılmadıkça hisse bazında hareketlerle 1.445’teki satıcıların bulunduğu seviyeleri test etmeyi deneyecek. Borsada hisse bazında güçlü hareketler görülmeye devam edecek.
Dolar kurunda 8.45’ten başlayan aşağı yönlü bir eğilim var. Ancak destek noktalarında yeni alıcıların geldiği görülüyor. Enflasyonun düşebilmesi için kurun 8’in altına inmesi gerekiyor.
Kısa vadede 8.09 seviyesi önemli. Bu seviyenin altındaki hareket korunabilirse kademeli olarak 7.78’e doğru düşüş sürebilir. 8.09’un üzerinde 8.20 ve 8.48 ilk hedef dirençler olacaktır.
Borsadaki banka hisseleri yabancı satışları ile yılbaşından bu yana yüzde 28 değer kaybetti. Bankaların borç ödeme gücünü gösteren bankometer oranları yüksek. Bankaların piyasa/defter değeri oranları ise 0.39 ile dip seviyelerde.
Borsada işlem gören bankaların borç ödeme güçleri yüksek. Bankaların borç ödeme güçlerini tespit etmek üzere geliştirilmiş pek çok modelden bir tanesi de Bankometer metodu.
Bu metot, bankaların borç ödeme gücünü değerlendirmek için IMF’nin tavsiyeleri de dikkate alınarak geliştirilmiş. Bankometer’in, minimum sayıda parametre ile doğruya en yakın sonuçlara ulaşma özelliğine sahip olduğu söylenebilir.
Metod uygulanırken kullanılan kriterler arasında sermaye aktif varlık, sermaye özvarlık, sermaye yeterlilik, takipteki kredilerin toplam kredilerdeki payı, faiz giderlerinin gelirler içerisindeki payı ve kredilerin varlıklar içerisindeki payı bulunuyor. Bankomer skoru kriterlerin ağırlıklandırılması ile oluşturuluyor. Bu parametrelerle hesaplanan bankometer skorunun 70’in üzerinde olması durumunda bankaların borç ödeme güçlerinin de yüksek olduğu sonucuna varılıyor.
Bankaların ana göstergelerinin ağırlıklandırılarak oluşturulduğu Bankometer skoruna göre sektördeki bankaların borç ödeme güçlerinin yüksek olduğunu görüyoruz.
Tarihi rakamlar
Bankaların piyasa değeri/defter değeri 0.39 seviyesinde bulunuyor. VakıfBank’ın piyasa değeri özvarlıklarının yüzde 29’una kadar düşmüş durumda. Halk Bankası’nın piyasa değeri özvarlıklarının yüzde 26’sı seviyesinde. Bankaların genellikle defter değerleri düşüktür. Ancak bu gelinen seviyeler tarihi düşük rakamlar. Bankalar mali yapıları ile bu defter değerilerini hak etmiyor.