Yeni bir araştırma, akıllı yaşam arayışındaki bilim insanlarının, Dünya’nın yakınlarında bulunan, Ay gibi gök cisimlerinde bulunabilecek uzaylılara ait somut yapılara odaklanması gerektiğini öne sürdü.
Uzayda akıllı medeniyet arayışında birçok yöntem tartışılıyor. Örneğin NASA araştırmacıları, uzaylıların kendisinden gelebilecek radyo sinyallerine odaklanırken, bazı bilim insanları ise yabancı medeniyetlere ait uzay araçları gibi daha somut nesnelere odaklanmak gerektiğini savunuyor.
Örneğin bu somut nesne fikrini savunan gökbilimciler, uzay boşluğuna radyo sinyalleri göndermek yerine, üzerine bir mesaj bırakılan nesne fırlatmanın daha maliyetsiz ve akıllıca olacağına inanıyor.
ABD’deki araştırma şirketi Microwave Science’ta görevli fizikçi James Benford da Dünya dışı yapıların (özellikle de yapay zekayla donatılmışlarsa) uzaylı medeniyetlere dair doğrudan bilgi edinmemizi sağlayacağını, radyo sinyallerininse bu olanağı tanımayacağını düşünüyor.
Yeni araştırmasında Benford, bu yapıların tespit edilebilmesi için Drake denkleminin bir çeşidini geliştirdi. 1961’de gökbilimci Frank Drake’in geliştirdiği denklem, akıllı yaşamın gelişmesi için uygun değişkenleri kullanarak iletişim kurabilecek medeniyetlerin sayısının hesaplanabilmesini sağlıyor.
Bu değişkenler arasında yıldız oluşum hızı ve bir yıldız sistemindeki gezegen sayısı gibi birçok faktör yer alıyor.Benford’un geliştirdiği yeni formül ise bilim insanının Dünya dışında bir yerde gizlendiğini söylediği robotik uzay araçlarına odaklanıyor. Benford’a göre bu araçları geliştiren medeniyetler yok olmuş bile olsa aktif araçların kendisi insanlarla iletişim kurabilir.
SETA, SETI’e karşı: Hangi yöntem uzaylıları bulmada daha avantajlı?Dünya dışı yaşam arayışındaki en aktif projelerden biri SETI (Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırması). NASA’nın 1971’de başlattığı bu proje, başka bir gezegenden gelebilecek mesajları araştırıyor.
Benford’un savunduğu yaklaşıma ise SETA (Dünya Dışı Yapılar Araştırması) ismi veriliyor. Fizikçi, “SETA stratejisiyle geleneksel SETI yaklaşımı arasındaki temel fark şu: SETA pasif gözlemler yerine aktif olarak kanıt aramayı tercih eder” diye konuştu:
SETI topluluğunun bir bütün olarak yeni bir yöntem düşünmesi gerekecek.
Bulgularını hakemli bilimsel dergi Astrobiology’de yayımlayan Benford, yeni formülünü Drake denklemiyle karşılaştırdı ve SETA’nın başarı potansiyelinin geleneksel yaklaşımla rekabet edebileceğini öne sürdü.
Bilim insanına göre uzaylı bir medeniyet, yapıların radyo sinyallerinden daha uygun bir iletişim stratejisi olduğunu fark ederse SETA, SETI’dan daha başarılı olabilir.
Bununla birlikte, aranan uzaylı medeniyet, insan medeniyetine çok benziyorsa bu, sadece gezegenler arası uzay uçuşu yapabildiği anlamına gelir. Yani araçları, inşa edildiği yıldız sisteminden dışarı çıkamaz. Bu durumda geleneksel SETI, SETA’den daha olanaklı hale gelir.
“Uzaylılar Güneş Sistemi’ne araç yollamış olabilir”
Öte yandan Benford, Güneş’in zaman zaman yakınından geçen başka yıldızların sistemlerindeki uygarlıkların özellikle Güneş Sistemi’ne uzay araçları fırlatmaya çalışmış olabileceğini söylüyor.
Benford, geliştirdiği denkleme dayanarak şu hesaplamayı yaptı: “Her milyon yılda bir iki yıldız, Güneş’e bir ışık yılı kadar (9 trilyon kilometre) yaklaşıyor. Ayrıca her 5 bin yılda bir, Güneş’e 10 ışık yılı kadar yaklaşan bir yıldız oluyor.”
Kaynak: Independent Türkçe